Anı Yaşamak Gerçekte Mümkün Mü?

Özellikle, son zamanlarda çevremizdeki herkeste gerginlik, huzursuzluk ve ani sinirlenmeler görebiliyoruz. Mutsuzluk, dünyayı asıl şimdilerde kapladı. Birçoğumuzun tabii ki büyük sorunları, içinden çıkamadığı durumları vardır. Ama, dışarıdan bir gözle bakacak olursak bu aşılmaz sorunlar bizi senelerdir takip ediyor olamaz. En son ne zaman mutlu hissetmiştiniz? En son ne zaman içinden çıkılması imkansız bir sorununuz vardı? Aslına bakınca, büyük bir huzursuzluk duygusuyla yaşıyoruz her anımızı. 


Şimdinin dışında yaşayan herkesin hissedeceği duygular; endişe, telaş, pişmanlık, özlemdir. Şimdinin verebileceği hiçbir duyguyu ve huzuru geçmiş ve gelecek arasında git gel yaparak tatmak mümkün değildir. “Keşke”, “iyi ki”, “şöyle olacak” gibi kalıplar bizi bu zamanın sarmalına getiremeyecek. Hep, yorgun hissedeceğiz. 

Anı Yaşamak

Şu anda mutluluk veya mutsuzluk yok; anlam yok, endişelerin yok, ikilemlerin yok. Şimdinin içindesin. Tüm çıplaklığı ile anı yaşıyorsun. En önemlisi de geçmiş ve gelecek de giderken kendini durmadan kalıplara sokuyorsun. Kuralcı biri, disiplinli biri, neşeli biri, umutsuz biri olarak kendini durmadan genelliyor ve ne zaman bu genellemelerin dışına çıksan kendine yabancı kalıyorsun. 

“Ben bu işten anlamam.” denemeden, önceki korkularınla yeni güne sarılıyorsun. Zihnin şuvana açık değil. Geçmiş tecrübelerin hep önüne geliyor ve sana dur diyor. Geçmişteki başarısız deneyimlerinin bugünü sınırlandırmasına izin veriyorsun. İçindeki kapıyı daima kapatıyorsun. Gelecek kaygılarınla şu andan ne kaçırdığını göremiyorsun.

Şu anda kalmayı deneyimlemek gerekir. Geçmişin nostaljisine, üzgün anılara takılmak istemiyorsak başka da bir seçeneğimiz olamaz zaten. Geleceği bilmiyoruz. Bir gün sonrasını bile bilmiyoruz. Bugün bir yere doğru adımını atsan hayatın değişecek. O halde büyük planlar ve kendine dair kısıtlamalar niye? Kendinizi güvende hissedecek planların her zaman olması gerekir fakat o plana odaklı ilerlemek şu anı kaçırdığınızı gösterir.


Mutsuz olduğunu düşünüyorsan yanılıyor olabilirsin. Mutsuzluk kavramı çok kere tatminsizlikle karıştırılır. İlişkileri ele alacak olursak; bize büyük bir sevgi ve cömertlikle gelen birini hayatımızda uzun süre istemeyiz. Daha fazlasını isteriz. İsteme halimiz hiç bitmez. Sahip çıkmayı, sarılmayı çok bilemeyiz. Duygularımızı dahi çoğu zaman tanıyamayız. 

Hayatınıza olan bakış açınızı şekillendirmek gerekir. Duygularımız, bakış açımızdan geçer. Gündemin sorunları, iş sorunları, ilişkideki problemler olması gerektiği yerde kalmalıdır. Bu problemleri devamlı yanınızda taşıyamazsınız. Burada olduğunuzun farkına varın. Sadece, bu anın içindesiniz. Bu andaki siz ve bu anın duyguları var. Onlara sahip çıkın. Etrafta onlarca gürültü varken kendinizi bulmak, kendinize yönelmek, kendinize kulak vermek zor olabilir. Fakat, öylesine, pişmanlıklarla dolu, özlem çeken bir hayat yerine kendinize sarıldığınız bir hayatı inşa edebilirsiniz.

Uzayla – Kültür Evreni

Bir yanıt yazın