Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük bestecisi ve piyanisti olarak kabul edilen Ludwig van Beethoven, işitme duyusunu tamamen yitirdiği yıllarda bile besteler yapmaya devam etmiştir. Bu besteler, sanat yaşamının zirvesini oluşturan, olağanüstü eserler olmuştur. Duymadığı halde Avrupa Birliği’nin marşı olan, 9. Senfoni‘yi bestelemesi bile bunun göstergesi.
Çocukluk Yılları
1770 yılında, Almanya’da dünyaya gelen, dedesi ile babası da müzisyen olan Beethoven’ın, müzik yeteneği babası tarafından keşfedildi. İlk olarak babası sayesinde halka açık bir gösteri düzenledi. Babasının alkolikliği yüzünden pek de destek görmedi. Yine de hayalleri için yılmadan devam etti.
1787 yılında Viyana’ya gidip, Mozart’la tanışır ancak onunla detaylı konuşma fırsatı bulamaz. Çünkü annesi vefat etmiştir. Almanya’ya döner ve kardeşlerinin bakıcılığını üstlenir. Dünyaca ünlü virtüöz olma hayallerini bir kenara bırakarak, Bonn Üniversitesi’ne yazılmıştır. Bonn Üniversitesi, genç Arşidük Maximilian Franz’ın koruması altındadır. Son derece özgürlükçü bir iklimin hakim olduğu üniversitede Beethoven, Fransız Devrimini yakından takip eder, aydınlardan etkilenmiştir. Baskıları önemsemez. İlk ses getiren eserini de yine bu dönemin sonlarında besteler.
Joseph Haydn ile Viyana’da çalışma fırsatı bulan Beethoven 1795 de ilk konserini verir. İleri zamanlarda o kadar çok ses getiri ki aristokratlar için vazgeçilmez olur. 20’li yaşlarının sonlarına doğru işitme problemi başlar. Ancak bu durum, müzik çalışmalarına devam etmesine engel olmaz.
1802’nin ekim ayında sağlık sorunlarından dolayı intihar teşebbüsünde bulunur lakin başarısız olur. Daha sonraları orkestra şefliğine devam eder. 47 yaşında işitme duyusunu tamamen kaybeder. İnanılmaz olan ise en önemli eserlerini son 20 yılda verir. Beethoven hiç evlenmemiştir.
1827 yılında, 56 yaşındayken hayata veda eder. Dünyaca tanınmış bir müzisyendir ve cenazesine binlerce kişi katılmıştır.
Kaynak:
Uzayla – Kültür Evreni