Bir ülkenin para birimi diğer ülkelerin para birimlerine kıyasla değer kazanabilir veya kaybedebilir. Ülkenin sahip olduğu ekonomi politikası, küresel piyasa koşulları olumlu veya olumsuz anlamda para biriminin değerine etki etmekte. Ayrıca ülkede yaşanan sosyal ve politik olaylar da para biriminin değerine etki edebilmektedir.
Para birimlerinin pek çoğu serbest piyasada alınıp satılabilmekte ve değerleri de oluşan arz-talebe göre belirlenir. Serbest piyasa ekonomisinin fonksiyonelliğini sağlamak için merkez bankalarının bağımsız olması gerekmektedir. Bu sayede piyasada güven ortamı sağlayabilir. Para biriminin değerinde arz ve talep oldukça önemlidir. Örneğin A ülkesinin para biriminin talebi az ise (yani arzı bolsa) değeri düşecektir. Arz-talep ilişkisi, ülkenin politikalarıyla, enflasyonu ile ilişkilidir.
Paranın arzı (piyasada dolaşım miktarı) arttıkça değeri düşer, çünkü daha kolay erişilebilir olmuştur. Yine aynı ülke fazla ”para” basarsa arzı artırır. Yatırımcının güveni azaldığında; para birimini elden çıkarır ve sonuç olarak yine para arzı artmış olur.
Para Politikası
Bir ülkeyi ekonomik anlamda canlandırmanın yollarından birisi para politikasıdır. Pek çok merkez bankası da almış olduğu kararlar ile paranın değerine etki etmektedir. Örnek olarak ülkedeki düşük faiz oranı para arzını artırır ve insanların borç almasını kolaylaştırır. Ve dolaşımdaki para arttıkça da ekonomi büyür. Fakat piyasada oluşan para bolluğu, mal ve hizmet arzıyla doğru oranda artmadığından enflasyon başlar ve para biriminin değeri düşer.
Enflasyon
Para birimlerinin değerini etkileyen faktörlerden diğer de enflasyondur. Enflasyon= mal ve hizmet fiyatlarının artışı. Düşük enflasyona sahip A ülkesinin para birimi, yüksek enflasyon oranına sahip B ülkesinin para birimine göre daha değerlidir. Merkez bankaları bu noktada (paranın değersiz olduğu durumda) faiz oranını yükselterek enflasyonu düşürmek isteyecektir. Bu sayede insanları harcamak yerine biriktirmeye teşvik edecektir.
Sosyal ve Politik Yönler
Bir ülkede oluşan sosyal ve politik koşullar o para biriminin değerine etki edebilir. Yüksek faiz oranını seven yatırımcılar, o ülkenin şu anki durumuna bakmakla yetinmezler geleceğini de incelerler. Yani gelecekte oluşabilecek siyasi huzursuzluk yatırımcının geri adım atmasına yol açabilir. Mevcut hükümet ve gelecek hükümetlerin para politikası bu anlamda büyük rol oynamaktadır.
Bazı ülkeler dış ticaret açığı verince, ithalat ve ihracat dengesini sağlayabilmek adına kendi para birimini değersizleştirir (devalüasyon). Böylelikle, dıştan alım (ithalat) zorlaşır ve iç pazarda hareketlilik sağlanarak borçlanmanın önüne geçilmeye çalışılır. Bununla birlikte enflasyon yükselir ve satın alma gücü azalır.
Örneğin TL’nin değer kaybının nedeninin devalüasyon olduğunu söyleyenler bulunmakta lakin bu teknik olarak yanlış bir söylemdir. Çünkü devalüasyon sabit kur rejiminde ve idari bir karar ile gerçekleşir. Fakat biz uzun yıllardır dalgalı kur rejiminin içindeyiz. Biz de hiçbir idari karar alınmaksızın para anlık olarak değişebilir. Türkiye 1994’de Çiller döneminde devalüasyon yaparak tarihe geçmiştir. Lakin beklenildiği gibi dolar rezervi artmamış aksine erimiştir.
Uzayla – Kültür Evreni