Çağımızda ekonomiler için makro düzeyde birinci dereceden önemli sorun olarak görülen enflasyon, deflasyon gibi fiyat istikrarı diye adlandırılan temel iktisadi sorunlar başlığı altında yer alır.
İstihdam
Esasen makro iktisat politikalarının istikrar başlığı altında değerlendirip hedeflediği durumlar şu şekilde sıralanmaktadır:
- Tam istihdam
- Fiyat istikrarı
- İstikrarlı ekonomik büyüme
- Gelir dağılımında adalet
- Ödemeler dengesi
Ülkeler uyguladıkları politikalar yoluyla ekonomik istikrarı ve refah düzeyinin artmasını gerçekleştirmek amacındadır. Bunun için de maliye ve para politikaları yoluyla iktisadi yapılarına müdahalelerle sıralanan bu beş makro hedefi gerçekleştirmeye çabalarlar.
Fiyat İstikrarı
Fiyat istikrarı terimi herhangi ekonomide enflasyon veya deflasyonun olmaması, dolayısıyla istenen ideal durumun adıdır.
Deflasyon
Deflasyon; fiyatların genel düzeyinin sürekli olarak düşmesi demektir ki bu da paranın reel değeri ve satın alma gücünün artması demektir. Deflasyon görülen bir ekonomide kişiler az para ile çok mal alıp kalan parayı tasarrufa yönlendirdiklerinden harcama açığına, dolayısıyla ekonomik durgunluğa yol açmış olurlar.
Enflasyon
Enflasyon; fiyatların genel olarak sürekli artışı demektir. Mal ve hizmetlerin fiyatları bir önceki yıla göre artış göstermişse enflasyon söz konusudur. Kişiler ihtiyaç duydukları bir hizmet veya malı satın alabilmek için şimdi daha fazla para ödemek zorunda kalacaklardır.
Enflasyonun olduğu bir ekonomide şu olumsuz durumlar söz konusu olur:
- Kişilerin reel gelirlerinde herhangi bir artış olmamıştır ama satın alma güçleri zayıflamıştır.
- Enflasyonun yarattığı kaynak tahsisindeki dengesizlik ve zorluklardan ötürü kaynakların isabetli alanlar için yönlendirilmesi söz konusu olmayacaktır.
- Büyümenin önemli enstrümanları sayılan tasarruf ve yatırımlar düşüşe geçecektir.
- Tasarrufların giderek eriyeceği endişesi kişileri tüketime ya da altın ve döviz gibi farklı varlıklara yöneltecektir.
- Tasarrufların azalması aynı zamanda yatırımlar için şart olan sermaye birikiminin düşmesine ya da olmamasına neden olacaktır.
- Nominal faizler yükselme eğilimi gösterir ki bu borçlanma maliyetinin artması demektir.
- Enflasyonun önlenmesi mümkün olmazsa reel faizler düşecek ve görülen bu faiz istikrarsızlığı yatırım kararlarını, spekülatif amaçlı olma gibi olumsuz bir duruma sokacaktır.
Bu ve bunlara bağlı olarak tetiklenen olumsuz iktisadi olgu ve olaylar kişi ve firmalarda güven bunalımı yaratır. Hem üretici hem de tüketicilerde güven sarsılışı toplumda genel bir memnuniyetsizliğe ve huzursuzluğa yol açacaktır.
Uzayla – Kültür Evreni
Yorumlar (1)
Bir yanıt yazın
Yorum yapmak için giriş yapmalısın.
Tebrikler