İslam Dünyasında Aristoculuk (Meşşaiyye)

İslam dünyasında halifelerin desteğiyle 8. yüzyılda başlayıp 10. yüzyılın sonlarına kadar üç asır devam eden tercüme hareketleri sayesinde, Antik ve Helenistik çağlarda yaşamış olan seksene yakın bilgin ve filozofun çeşitli eserleri Arapçaya çevrildi. Bunlar arasında Aristo İslam dünyasındaki etkileri bakımından terminolojik, metodik ve problematik açıdan Aristo’yu takip edenlere Meşşaiyyum ve temsil ettikleri okula da Meşşai Okulu adı verilmiştir.


Fonetik zaruretler sonucu Müslümanlar, filozofun orjinal şekliyle Aristoteles olan ismini Aristutalis, Aristatalis, Aristalis ve kısaltılmış olarak Aristu gibi farklı imlalarla yazıp okumuşlardır. Ayrıca yaygın olan şöhretinden dolayı ”el-hakim” ve ”el-feylesüf” unvanları mutlak olarak zikredilince kastedilen yine Aristo’dur. Bunlardan başka Aristo mantık disiplininin kurucusu sayıldığı için ”sahibü’l-mantık”, ilimleri sistematize eden bir üstat olduğu için ”elmuallimü’l-evvel” unvanlarıyla da anılmıştır.

Hemen hemen her ünlü kişi hakkında olduğu gibi Aristo hakkında da Helenistik çağda birtakım menkıbeler uydurulmuş ve İslam dünyasındaki tercümeler döneminde bu efsanevi unsurlara da yer verilmiştir. Ayrıca felsefeyi İslam toplumuna benimsetmek amacıyla Aristo’nun ismi etrafında özel olarak bazı menkıbelerin meydana getirildiği de bilinmektedir. Mesela İbnü’n-Nedim’in verdiği bilgiye göre, Halife Memun rüyasında Aristo’yu görür ve ona estetikle ilgili sorular sorar.


Yazar bu rüya olayını İslam dünyasında tercüme ve felsefe hareketlerinin başlamasında en önemli sebep olarak gösterir (el-Fihrist, s. 239). Bazı kaynaklarda Aristo’nun fizyonomisiyle ilgili olarak yer alan tasvir ve minyatürler de Memun tarafından görüldüğü rivayet edilen bu rüya olayına dayanılarak yapılan yakıştırmalardan ibarettir. Müslümanlar 8. yüzyıldan itibaren Aristo’nun hayatı, eserleri ve felsefi sistemi hakkında doğru ve ayrıntılı bilgiye sahip olmuşlardır.

İslam kaynaklarında Batlamyus el-Garib olarak anılan Ptolomaios Khennos’un Aristo’nun hayatını, vasiyetini ve eserlerinin listesini ihtiva eden kitabı Fihristü kütübi Aristo ve siretüh adıyla Arapçaya tercüme edilmiştir. İlk İslam filozofu olarak bilinen Kindi, Aristo’yla ilgili sayısız eser yazmıştır. Meşşai okulunun ikinci Müslüman filozofu olan Farabi de birçok eserinde Aristo’nun kitapları üzerinde durmuştur.


Yeni Platonculuğun ortaya çıkışından sonra Aristo’ya ait olmayan bazı eserlerin ona nispet edildiği ve bunların İslamiyet’ten önce İskenderiye Okulu kanalıyla Orta Doğu’ya yayıldığı bilinmektedir. Daha sonra Arapçaya da çevrilen bu eselerin tesirinde kalan bazı Meşşai filozoflarının zaman zaman peripatetik çizgiden uzaklaştıkları görülmektedir. Buna en iyi örnek Esulucia’dır (Theologia).

Uzayla – Kültür Evreni

Bir yanıt yazın