Yeni kanıtlar, kaplumbağa kabuğunun kökenini yaklaşık 40 milyon yıl geriye götürüyor ve onu Güney Afrika’dan 260 milyon yıllık bir sürüngen fosili ile ilişkilendiriyor.
Yale Üniversitesi’nde çalışan Tyler Lyson’un araştırması, var olan bir kuramı geliştiryor. Kaplumbağalar, Eunotosaurus (Önotozor) adı verilen 200 milyon yıllık bir dinozordan geliyor olabilir. Önotozor, bir kaplumbağa ile kertenkele arasındaki geçiş aşamasındaki bir hayvandır.
Yale Üniversitesi Peabody Doğa Tarihi Müzesi küratöryel üyelerinden Tyler Lyson, “Artık kaplumbağalar ile diğer sürüngenler arasındaki boşluğu dolduran ve kaplumbağa kabuğunun nasıl evrimleştiğini açıklamaya yardımcı olan bir ara kabuğumuz var,” diyor.
Moleküler ıraksama çalışmaları, kaplumbağaların yaklaşık 270 milyon yıl önce bir kök atadan ayrıldığını gösteriyor. Ancak 2008 yılına kadar, yaklaşık 210 milyon yıl öncesine kadar giden en eski kaplumbağa fosilleri, halihazırda kabukların nasıl oluştuğunu, nasıl evrimleştiğini tam olarak aydınlatamıyordu.
O yıl Çin’de bulunan 220 milyon yıllık kaplumbağa benzeri bir fosil, tam olarak gelişmiş bir göbek kabuğu ve genişlemiş kaburga gösterdi, ancak tam bir kabuk belirtisi göstermedi. Kaplumbağalar’ın Kabukları
Bu, kabuğun – armadillolar, çeşitli kertenkeleler ve plakodonlar gibi kabuklu diğer tüm hayvanlarda olduğu gibi – kemikleşmiş pulların birikmesi yoluyla oluşmadığını, bunun yerine kaburgaların ve omurların genişlemesiyle oluştuğunu gösterdi.
Araştırmacılar, Eunotosaurus örneklerinin yalnızca kaplumbağalarda ve Eunotosaurus’ta bulunan özelliklere sahip olduğunu bildirdi – dokuz genişletilmiş kaburga, dokuz uzatılmış gövde omuru, enine kesitte T şeklinde olan kaburgalar ve yanal ve medial unsurlardan yoksun çift karın kaburga ortak yönleri. Bu elementler, modern kaplumbağa embriyolarında bu sırayla ortaya çıkar. Kaplumbağalar gibi, Eunotosaurus’un da kaburgalarının arasında kasları yoktu. Kaplumbağalar’ın Kabukları
Lyson, “Gelişmekte olan bir kaplumbağa embriyosunda ilk gördüğümüz şey, kaburgalarının genişlemesi, ardından omurlarının genişlemesi ve son olarak da kabuğun çevresi boyunca osteodermlerin alınmasıdır” diyor. “Eunotosaurus’da bu modele tam olarak uyuyor.”
Eunotosaurus için bu türün ilk örneği olan histolojik bir analiz, diğer anatomik benzerlikleri doğruladı.
“Fosil ve gelişimsel veriler arasındaki uyum, ilk önce kaburgaların genişlediğini, Eunotosaurus’ta bulunduğunu, ardından omurların sinir dikenlerinin genişlediğini, daha sonraki gövde kaplumbağalarında bulunduğunu ve son olarak, çoğu yaşayan kaplumbağada bulunan kabuğun çevresinde osteodermlerin bulunduğunu gösteriyor.
Kaynak: Yale Üniversitesi