Karpuzun Afrika’dan Günümüze Tarihi Serüveni

Genellikle sıcak yaz günlerinin ferahlatıcı meyvesi (hem meyve hem sebze) karpuz, susuzluğu gidermesinin yanı sıra kişinin sağlığına faydalı olan vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve bazı bitki besinleri içerir. Temmuz ayı karpuz için Ulusal Karpuz Ayı’dır. Karpuz (Citrullus lanatus) Cucurbitaceae bitki ailesinin bir üyesidir. Karpuzun yenilebilir kısmı, sulu ve sert kabuklu olgunlaşmış bir meyve olan pepo olarak bilinir. Karpuz yukarıda belirttiğim gibi meyve olarak tüketilir, lakin yine de sebze olarak sınıflandırılır. Karpuzun Tarihi

Karpuzun yüzde 92’si sudur ve eskiden su kaynağı olarak kullanılmıştır. Karpuzun tarihi 5000 yıl öncesine, Güney Afrika’ya kadar uzanır. Eskiden su miktarının fazla olması nedeniyle karpuz paha biçilesi bir meyveydi. Kalahari Çölü bölgesindeki yerli halkın kullandığı biliniyor. Bugünkü karpuz ile karşılaştırıldığında eskiden daha acı bir eti vardı. Karpuzun yenilecek kısmının yanı sıra eskiler, besin kaynağı olarak tohumlarını kavurup yerlerdi.


Karpuzun Mısır, Hindistan ve Çin Yolculuğu

Bir süre sonra (4000 yıl önce) karpuz Mısır’da keşfedildi. Mısır mezarlarında karpuz tohumları ve resimleri keşfedilmiştir. Bazı resimlerde karpuzun oval bir şekilde olduğu betimlenmiştir. Mısır’da karpuz ıslah edilerek acı tadını zamanla tatlı bir tada bıraktı. Böylece karpuz bir su kaynağı olmaktan çıkıp keyifle yenilen bir besine dönüşmüştür. Karpuzun Mısır’daki yolculuğu din kitaplarında da bahsedilir. Mukaddes Kitap’ta (İncil), İsrailoğulları’nın Mısır’dan ayrıldıktan sonra özledikleri yiyeceklerden biri olan karpuzdan söz edilir.

Yunanlılar ve Romalılar karpuzun tıbbi yanını keşfettiler. Önemli Yunan doktorlarından olan Hipokrat ve Dioscoried, karpuzun şifalı özelliklerini övdüler. Karpuz idrar söktürücü olarak kullanılıyor, güneş çarpmasına uğrayan çocukların kafalarına karpuzun ıslak ve serinletici kabuğu konuluyordu, bu sayede tıp literatürüne de girdi.

Karpuzun tarihi serüveninin yeni durağı Hindistan ve Çin. Karpuz 7. yüzyılda Hindistan’da yetiştirilmeye başlandı ve 10. yüzyılda Çin’e ulaşmıştı. Moors, karpuzu 13. yüzyılda İber Yarımadası’na getirdi ve oradan da Güney Avrupa’ya yayıldı. 17. yüzyıla gelindiğinde karpuz Avrupa’da sıkça, sevilerek kullanılıyordu. Karpuzun Avrupaya gelişinde Avrupalı sömürgecilerin yanı sıra Afrika’dan gelen kölelerin de etkili olduğu düşünülüyor.


Seleksiyon yoluyla karpuz ıslahı başlatıldı. 1950’lerde çekirdeksiz karpuz kullanılmaya başlandı. Ve karpuz, 5000 yıl önce acı bir tadı ve sulu yapısıyla günümüze kadar değişerek tatlı ve yine sulu haline kavuştu.

Karpuzla İlgili Bazı Detaylar

  • Kayıtlara geçen ilk karpuz hasadı 5000 yıl önce Mısır’da gerçekleşti.
  • Çoğunluğunun su olması nedeniyle, ilk zamanlarda su kaynağı olarak kullanılıyordu.
  • Günümüzde Japonya’da kare şeklinde karpuzlar yetiştirilmektedir.
  • Dünya çapında 96 ülkede 1.200’den fazla karpuz çeşidi bulunmaktadır.
  • Dünya’da Çin karpuz üretiminde ilk sırayı alırken, Amerika 7. sıradadır. Türkiye ise Çin’in ardından 2. sıradadır.
  • Sanılanın aksine karpuz çekirdeğini yutmak zararlı değildir.

Kaynak ve İleri Okumalar: University of Missouri

Uzayla – Kültür Evreni

Bir yanıt yazın