Ormanda veya kırsal bir alanda yürüyüş yapan insanlar, yemyeşil yapraklar arasından sızan gün ışığının manzarasına keyifle bakarlar. Ağaçlar, kuşlar, böceklerin insana verdiği o özel huzur ve güzellik bambaşka bir heyecandır. Bu olaya daha doğrusu manzaraya uygun Türkçe’mizde bir kelime yok, hatta Batı dillerinde bile bu duruma özgü bir kelime yok. Fakat Japonca’da buna ”Komorebi’‘ deniliyor.
Komorebi Ne Demek
Komorebi kabaca ”güneş ışınlarının ağaçlar arasından süzülüp yarattığı alacalı ışık hüzmeleri” anlamına gelir. ”Ağaçlar”, ”sızan”, veya ”kaçış”, ”güneş” için kullanılan üç Çince karakterden türetilmiştir.
Komorebi, özellikle güneş alçak ve parlak bir pozisyondayken etkisini daha iyi gösterir. Bu kavram Japon kültürüne özgü doğa ve estetiğin etkisini vurgular. Türkçe’de de benzer bir kavram var aslında, hüzme. Ama biz bulut veya güneş diye ayrım yapmıyoruz, yansıyan her ışığa hüzme diyoruz. Bizler de aslında hayatımızda çokça bu manzarayla (güneş ışınlarının ağaçların arasından süzülüp yarattığı ışık) karşılaşıyoruz lakin bir ad veya nitelemek için bir kavram söyleyemiyoruz.
Fonetik olarak kavram bazıların pek hoşuna gitmesede ifade ettiği anlam muazzamdır. Bu kelimenin altında yatan birçok farklı duygu ve anlam çokluğu vardır. Örneğin insanların hayatıyla komorebiyi bağdaştırabiliriz. İnsanları güneş ışığı olarak imgelersek, yaprakları da hayatın bireye karşı sergilemiş olduğu zorluklar olarak kabul edersek, eğer bizler o engelleri aşarsak yani yaprakların arasından süzülüp geçersek ortaya harikulade bir ışık demeti, yani güzel bir hayat çıkar. Bazılarımız o yaprakların, ağaçların arasından hiç yokmuşçasına geçip gidecek, bazılarımız ise o yapraklarda takılı kalacaktır.
Dedim ya fonetik olarak pek bir şey ifade etmese de içerdiği anlam bakımından önemli bir kavram. Bir de komorebi meditasyonları vardır Japonların bu kavramla ilgili.
Uzayla – Kültür Evreni