Kristof Kolomb’a Destek Veren Kastilya Kraliçesi I. Isabel (Isabella)

Günümüzde çoğu insan Kastilla (Castille) kraliçesi 1. Isabella’yı yalnızca Kristof Kolomb’un Atlantik Okyanusu ötesi seyahatine fi­nansal destek veren kişi olarak hatırlamaktadırlar. Gerçekte ise 1. Isabella; İspanya ve Latin Amerika’yı yüzyıllar boyu derinden etki­lemiş olan ve milyonlarca kişiyi günümüzde de doğrudan etkile­yen yaşamsal kararlar almış, enerjik ve yetenekli bir yöneticiydi.


İzlediği siyasetin büyük ölçüde, zeki ve bir o kadar da yetenek­li eşi Aragonlu Ferdinand’a akıl danışarak belirlenmiş olması nede­niyle ve bu siyaseti sıkı bir işbirliğiyle gerçekleştirdiklerinden; bu yazıda ikisinin bir arada ele alınması mantıklı görünmektedir. An­cak, ikilinin verdiği en önemli kararların Isabella’nın önerileriyle ortaya çıktığı göz önünde bulundurularak, başlık olarak kraliçenin adı seçilmiştir. Isabella 1451’de, günümüzde İspanya devletinin bir bölgesi olan Kastilla krallığının Madrigal kasabasında dünyaya gelmiştir.

Genç kızlığında katı bir dini öğrenim görmüş ve inançlı bir Katalik olmuştur. Üvey kardeşi IV. Henry; 1454’ten ölüm yılı olan 1474’e kadar Kastilla kralıydı. O zamanlar İspanya krallığı yoktu. Günü­müzün İspanyasının toprakları dört krallık tarafından paylaşılıyor­du: En büyükleri Kastilla, kuzey doğudaki Aragon, güneydeki Granada ve kuzeydeki Navarre. Kastilla tahtının olası varisi Isabella, 1460’lı yılların sonlarında Avrupa’nın en zengin prensesiydi ve birçok prensten evlenme tek­lifi alıyordu.

Isabella
Ferdinand ve Isabella’nın düğün portresi, 
 1469

Üvey kardeşi IV. Henry onun Portekiz kralıyla evlen­mesini istiyordu. Ancak 1469’da on sekiz yaşına geldiğinde Isa­bella aradan sıyrılarak, Kral Henry’nin karşı çıkmasına rağmen, Aragün tahtının varisi Ferdinand ile evlendi. Isabella’nın itaatsiz­liğine öfkelenen Henry, kızı Juana’yı tahtın varisi olarak belirledi. Buna rağmen Henry 1474’te ölünce, Isabella Kastilla tahtını talep etti. Juana’ya destek verenler bu talebi kabul etmediler ve bir iç savaş çıktı. 1479 Şubatında Isabella güçleri zafer kazandı. Aynı yıl Aragon kralı II. John da öldü ve Ferdinand tahta geçti. Bundan sonra Ferdinand ve Isabella İspanya’nın büyük bir bölümünde birlikte hüküm sürdüler.


Kuramsal olarak Aragon ve Kastilla MJa ayrı ayrı krallıklardı ve yönetsel kurumlarının çoğu da birbirinden ayrıydı. Uygulamada ise Ferdinand ve Isabella, bütün kararları birlikte aldılar ve İspanya’yı ellerinden geldiğince ortaklaşa yönetmeye çalıştılar. Bu ortaklaşa yö­netimin yirmi beş yılında temel siyasetleri, güçlü bir monarşiyle yö­netilen birleşmiş bir İspanya Krallığı oluşumuna yönelikti. İlk hedef­lerinden biri, İber Yarımadası’nın halen İslam egemenliğinde bulu­nan tek yöresi Granada’yı fethetmekti. Savaş 1481’de başladı, Ocak 1492’de Ferdinand ve Isabella’nın zaferiyle sona erdi.

Isabella
Granada’nın Kapitülasyonu,  F. Padilla

Granada’nın fethiyle İspanya aşağı yukarı bugün sahip olduğu sınırlara kavuştu. (Küçük bir krallık olan Navarre, Ferdinand tarafından Isabella’nın ölümünden sonra, 1512 yılında ilhak edildi.) Hükümranlıklarının ilk yıllarında Ferdinand ve Isabella “İs­panyol engizisyonu”nu kurdular. Engizisyon; yargıç, jüri, savcı ve polis müfettişi yetkilerinin tümünü elinde bulunduran, kiliseye ait bir mahkemeydi. Hem verdiği cezaların acımasızlığı hem de uygu­ladığı adaletsiz yöntemlerle ün yapmıştı. Zanlılar kendilerine yö­neltilen suçlamalara karşı çıkma imkanından mahrumdular.

İspanyol Engizisyonu

Tam olarak neyle suçlandıkları, hatta kendilerini suçlayanların isimleri hakkında bilgilendirilmezlerdi. Haklarındaki suçlamaları redde­den zanlılar genellikle, suçlarını itiraf edinceye kadar sürdürülen tüyler ürpertici işkencelere maruz kalırlardı. İspanyol engizisyonu­nun ilk yirmi yılı içinde hiç abartısız bir tahminle, en az iki bin kişi kazığa bağlanarak yakılmış, bu rakamın birkaç katı insan da daha insaflı cezalar almıştı. İspanyol engizisyon mahkemesinin başında, fanatik bir keşiş; Tomas de Torquemada bulunmaktaydı. Torquemada aynı zamanda Isabella’nın özel olarak günah çıkarttığı kişiydi.

Tomas de Torquemada

Engizisyon Papa tarafından yetkilendirilmiş olmakla birlikte, aslında İspanyol mo­narklarının denetimindeydi. Engizisyon kısmen dine uygun davra­mlmasını sağlamak, kısmen de hükümdarlara karşı gelişecek siya­sal muhalefeti ezmek için kullanılıyordu. İngiltere’ de derebeyleri kralın erkini denetim altında tutabilecek bir gücü her zaman elle­rinde bulundurmuşlardır. İspanyol derebeyleri de bir zamanlar on­lar kadar güçlüydüler, ancak İspanyol monarkları engizisyonu başkaldıran derebeylerine karşı bir silah olarak kullanmayı başar­mış ve böylece merkeziyetçi ve mutlak bir monarşi kurabilmişler­dir.

Monarklar engizisyonu din adamları üzerinde hakimiyet kur­mak için de kullanmışlardır. Ancak engizisyonun esas hedefi, dinsel sapkınlıklarından şüp­he edilen kişiler; özellikle de Katolik mezhebini kabul eder görü­nüp eski dinlerinin gereklerini gizli gizli yerine getirmeye devam eden Yahudi ve Müslümanlardı. Kuruluşunun ilk zamanlarında engizisyon, Yahudi olduğunu açıkça söyleyenlere yönelik bir tehdit oluşturmuyordu. Ancak 1492’de Isabella, fanatik Torquemada’nın ısrarıyla, bütün İspanyol Yahudilerinin ya Hıristiyanlığı kabul etmeleri ya da ülkeyi malları­nı mülklerini arkalarında bırakarak dört ay içinde terk etmelerini buyuran bir ferman yayınladı. Yaklaşık 200.000 İspanyol Yahudisi için bu kovulma bir felaketti ve çoğu sığınacak bir limana ulaşama­dan can verdi.

İspanya açısından ise, ülkenin en çalışkan ve bece­rikli tacir ve zanaatkarlarının büyük bir bölümünün kaybedilmiş olması ciddi bir ekonomik çöküşe yol açtı. Granada teslim olduğunda imzalanan barış anlaşması, İspan­ya’ da yaşamakta olan Müslümanların dinlerini muhafaza etmeleri­ne izin verileceğini öngörüyordu. Ancak İspanyol hükümeti bu an­laşmayı kısa süre sonra ihlal etti. Magribiler bu nedenle başkaldır­dılarsa da yenilgiye uğratıldılar. 1502’de İspanya’da yaşayan tüm Müslümanlar – tıpkı on yıl öncesinin Yahudileri gibi- Hıristiyanlık ve sürgün arasında bir seçim yapmaya zorlandılar.


Isabella Katolikliğe derinden bağlı bir kişi olmakla birlikte, inancıyla milliyetini asla karıştırmamaya özen gösterdi. O ve Ferdi­nand İspanya Katolik kilisesinin Papa’nın değil monarşinin deneti­minde olması için çok çaba sarf ettiler ve başarılı da oldular. On al­tıncı yüzyıldaki Protestan Reform hareketinin İspanya’ da etkili olmamasının nedenlerinden biri de buydu. Isabella’nın saltanat döneminin en kayda değer olayı elbette yeni dünyanın Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesiydi ki, bu olay da önemli olayların yılı olan 1492’de gerçekleşmişti. Kolom­b’un seferleri Kastilla krallığının finansal desteğiyle yapılmıştı. (Ancak Isabella’nın masrafları karşılamak için mücevherlerini re­hin vermek zorunda kaldığı hikayesi doğru değildir.)

Isabella
Kristof Kolomb’un Dönüşü, Eugene Delacroix

Isabella 1504’te öldü. Bir erkek, dört de kız evlat doğurmuştu. Oğlu Juan 1497’de öldü. Kızları arasında en meşhuru Juana’ydı. Ferdinand ve Isabella, Juana’nın Avusturya Hapsburg imparatoru­nun oğlu ve aynı zamanda Burgundy krallığının varisi olan i. Phi­lip ile evlenmesini sağlamışlardı. Bu hanedanlar arası evlilik sonu­cu Isabella’nın torunu imparator V Charles, Avrupa tarihinin en büyük imparatorluklarından birinin varisi oldu.

Kutsal Roma im­paratoru da seçilmiş olan V Charles döneminin en varlıklı ve güçlü imparatoruydu. Görünürde ve gerçekten egemenliği altındaki ül­keler arasında İspanya, Almanya, Hollanda,Belçika, Avusturya, İs­viçre, İtalya’nın büyük bölümü, Fransa’nın bazı bölgeleri, Çekoslo­vakya, Polonya, Macaristan, Yugoslavya ve batı yarımkürenin önemli bir kısmı vardı. Hem V Charles, hem de oğlu II. Philip; uzun saltanatları sırasında yeni dünyanın zenginliğini kuzey Avru­pa’nın Protestan devletlerine karşı açılan savaşlara maddi destek vermekte kullanan ateşli Katoliklerdi. Dolayısıyla Ferdinand ve Isabella’nın düzenlediği evlilik, Avrupa tarihini Onların ölümün­den neredeyse yüzyıl sonra da etkilemeye devam etti. Ferdinand ve Isabella’nın kazandıkları başarıları ve etki derecele­rini özetlemeye çalışayım.


Gösterdikleri ortak çabayla, İspanya’yı beş yüzyıldır korumakta olduğu sınırlara sahip bir birleşik krallık haline getirmeyi büyük ölçüde başardılar; İspanya’da merkeziyetçi bir mut­lakiyet kurdular; Magribilerin ve Yahudilerin İspanya’dan sürülme­sinin hem sürgünler hem de İspanya açısından önemli sonuçları ol­du; bağnaz tutumları ve engizisyon mahkemesini kurmaları İspan­ya’nın onlardan sonraki tarihinde derin etki bıraktı. Bu son konu biraz tartışılmaya değer.

En basit ifadeyle, engizis­yonun İspanya’ya bir “entelektüel deli gömleği” giydirdiği söyle­nebilir. 1492 yılını izleyen yüzyıllar içinde batı Avrupa’nın büyük bölümü muazzam bir entelektüel ve bilimsel gelişme içine girdi. İs­panya’ da ise böyle bir şey olmadı. Uç fikirlerin herhangi bir şekilde ifade edilmesinin kişiyi engizisyon tarafından tutuklanma tehlike­siyle karşı karşıya bıraktığı bir toplumda özgün düşüncelerin ol­maması hiç de şaşırtıcı değildir. Diğer Avrupa ülkeleri biraz sapkın fikirlere pay bırakıyorlardı. İspanya’ da ise engizisyon yalnızca ko­yu bir Katolikliğe izin veriyordu.


Diğer batı Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında, İspanya 1700’lerde bir entelektüel durgunluk yaşıyordu. Hatta, Ferdinand ve Isabella’nın engizisyonu kurmala­rının üzerinden beş yüzyıl, bu mahkemenin lağvedilmesinin üze­rinden de yüz elli yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına karşın İspanya engizisyon etkisinden tamamen kurtulamamıştır. Bütün bunların yanı sıra, Isabella’nın Kolomb’un seferlerine verdiği destek Orta ve Güney Amerika’nın büyük bölümünün İs­panyol sömürgesi haline gelmesini sağladı.

Bu, İspanyol kültürü­nün ve kurumlarının -engizisyon da dahil olmak üzere- batı ya­rımkürenin büyük bölümünde yerleşmesi anlamına geliyordu. Dolayısıyla, İspanya’nın entelektüel olarak batı Avrupa’nın bir­çok ülkesinden geri kalmasına şaşırmamak gerektiği gibi; güney Amerika’ daki İspanyol sömürgelerinin de kuzey Amerika’ daki İngiliz sömürgelerinden daha az gelişmesini de hayretle karşıla­mamak gerekir.

Kaynak: Dünya Tarihine Yön Veren En Etkin 100 İsim – Michael H. Hart

Uzayla – Kültür Evreni

Bir yanıt yazın