Timur tarihte eşine zor rastlanan hükümdarların başında gelir. Kendisini Cengiz Han’ın mirasçısı ve islamın kılıcı olarak nitelemiştir. Timur’un 1320-1330’lı yıllarda Maveraünnehir bölgesinde doğduğu tahmin edilmektedir. Maveraünnehir bölgesi içerisine Semerkand ve Buhara gibi önemli Türk-İslam kültürüyle bezenmiş Seyhun ve Ceyhun sınırları arasında kalan Türkler’in en önemli kültürel bölgelerinden biridir.
Maveraünnehir bölgesi Cengiz Han’ın “dört ulus” sistemi gereğince oğlu Çağatay’a bıraktığı bir bölgedir. Bu bölge Çağatay Hanlığı’nın bölgesi olup Müslamanlar’ın Batı Çağatay olarak Çağatay Ulusu’nu, Şamanist inanca mensup insanların ise Moğolistan’a bağlı Doğu Çağatay’ı yönettiği bir bölgedir. Moğol imparatoru bilindiği üzere 14.yy’ın ortalarında parçalanmıştı ama hala Moğol İmparatorluğunun ardılları olan devletler güçlü pozisyonlardaydılar. Örneğin: Altın Orda, Çağatay Ulusu, İlhanlılar, Yuan Hanedanlığı gibi Cengiz soyundan insanların kurduğu devletler hala güçlüydüler ama bölünmüşlerdi.
Timurlular İmparatorluğu Türk ve Moğol kültürüyle oluşmuş bir devletti Timur Cengiz’e duyduğu saygıdan ötürü sultan veya monarşist bir lakap dahi kullanmamıştı kendisine Emir Timur şeklinde hitap edilmesini istemişti. Timurlular İmparatorluğu’nu Cengiz’in yolundan gittiğini göstermek amaçlı Cengiz soyundan bir kadınla evlenip Güregen Timur (Damat Timur)lakabını dahi almıştır. Timur arkadaşı Emir Hüseyin’le beraber Çağatay Ulusun’da egemen olmuştur.
Sonrasında Timur kendisine rakip olan Emir Hüseyin’i de yenip Çağatay Ulusunun yegane yöneticisi olmuştur. Çağatay Ulusu içerisinde pek çok güçlü Türk-Moğol Boylarını bulundurmaktadır. “Barlaslar, Arlatlar, Süldüsler, Celayirliler, Yesüriler, Apardiler, Karavanaslar”gibi. Karavanaslar İlhanlılar ve Çağatay ulusunun garnizon kuvvetlerini oluşturan bir boydu Emir Hüseyin Karavanaslar’ın yöneticisidir.
Timur Barlas boyunda komutan olan Emir Taraghi’nin oğludur. Çağatay ulusu Boyları “tümen” dediğimiz asker sayıları ile nitelenir. Bir Tümen on bin kişilik olup boylar Çağatay ulusunun ordusunu oluşturur. Bu dönemde Timur tarihinin yazımında en önemli insanlardan biri olan İbn-i Arabşah’ın önemi göz ardı edilemez. Timurlular imparatorluğunda göz ardı edemeyeceğimiz bir şey daha vardır bu toplumun adı “Kuçinler”dir. Timur’un ordusundaki özel bir askeri sınıfı oluşturan bir topluluktur. Bu sınıf hakkında çok az şey biliyoruz ve şu şekildedir.
Kuçinler babadan oğula geçen kabul görmüş bir askeri sınıftı. Sadece Timur’un iktidar döneminde değil öncesinde Çağatay Ulusu hanları “Tuğluk Timur, Kazak Han, Kebek Hana, Tarmaşir Han” döneminde de devletin önemli mevkilerinde bulunmuşlardır. İspanyol bir sefir olan Clavijio ve İbn-i Arabşah Timur’un ailesi ve atalarının göçebe ve hayvancılıkla uğraştığı belirtmiştir. Aynı zamanda Timur’un küçük yaşlarda bir harami yani koyun hırsızı olduğunu ve çetenin başını çektiğini nitelemişlerdir bu Timur’un doğal bir hükümdar olduğunu anlatmak için uydurulmuş bir şey de olabilir.
Timur Barlas boyunun önderliğine ilk kez Moğol İsyanı sırasında egemen olmaya çalıştı. Moğolların, Çağatay Ulusu’nu işgal etmesi üzerine önce Moğol orduların önünden kaçan Hacı Beğ’i takip edip sonrasında ondan izin isteyip Barlas topraklarını korumak için geri dönmüştür. Bu da Timur’un cesur ve Barlaslar’ın başına geçmeyi isteyen biri olduğunu gösterir. Aynı zamanda Timur’un Moğollar ile sıkı ilişkilerde bulunması Timur’un Kız kardeşi Kutluğ Türkan Ağa’nın Moğolistan’da muazzam bir güce sahip olan istediği kişiyi han dahi yapabilecek, yetiye sahip olan “Duğlatlı Emir Davud” ile evli olması.
Buna daha çok örnek verecek olursak, Timur’un Babası Emir Taraghi’nin önemli bir Moğol emiri olan, Emir Hamid Kereyit’in babasıyla arkadaş olması bunun göstergesidir. O zamanlar Doğu Çağatay’ın başkenti olan “Taş Kent” de önemli mülklerinin olduğu da kaydedilmiştir. Bunun gibi göstergeler ve Timur’un üstün zekası ile Tuğluk Timur tarafından kendisine Barlas Tümeni bahşedildi. Bu karar diğer Barlaslı emirler tarafından reddedildi ve yeniden Hacı Beg Barlas’a biat etmeye karar verdiler. Bundan belli bir süre sonra Timur’a yeni Tümen komutanlığı verilmişti ama bu konumda da pek fazla kalamadı. Sonrasında Tuğluk Timur, Timur ve Emir Hüseyin gibi çeşitli beyleri sürgün etti.
Timur ve Emir Hüseyin sürekli güçlendiler, çeşitli emirleri yanlarına çektiler. Bazı kralların üzerine dahi yürüdüler. Timur’un Ayağından aldığı meşhur yara da Timur’un, Emir Hüseyin’le beraber Sistanda (Sistan günümüz İran’ın güney doğusu ve Afganistan’ın güneyinde bulunan bir eyalet) savaşırken ayağından okla vurulması sonucu oluşmuştur. Timur belli bir süre Emir Hüseyin ile Tuğluk Timur’u Yenmişler ve Tuğluk Timur ölmüştür. Bunun üzerine biat etmeyen emirler ve boylar da biaat etmişler ve Emir Hüseyin sonunda iktidarı ele almıştır. Belli bir süre sonra anlaşmazlığa düşüp birbirleriyle savaşmışlardır. Timur savaştan galip çıkmıştır.
1370 yılında Cengiz soyundan kukla bir hükümdar getirterek sonrasında da İktidarını Çağatay Ulusu mensuplarına onaylatmıştır. Artık resmen Timurlu İmparatorluğu kurulmuştu. Karavanasları (Emir Hüseyin’in yöneticiliğini yaptığı Boy)emin liderlere teslim edip Cengiz Han’ın verasetiyle seferlere başlamıştı. Timur öncelikle Doğu Çağatayı ‘(Moğolistan’ı)ele geçirdi. Bu dönemde kendisine sığınan önemli Altın Orda İmparatorluğu varisi Toktamış’ın Altın Orda hükümdarı olmasını sağlamış ve onu yetiştirmiştir.
Ama sonrasında Timur’la arasının bozulması sonrası Kafkaslar’ı yağmalaması üzerine onu bir kez mağlup etmiştir ve bunun üzerine ağır zarar alan Toktamış geri çekilmiştir. Bununla yetinmeyen Toktamış bu sefer de Maverraünnehir Bölgesine kadar Timur topraklarını yağmalamıştır. Şiddetli çatışmalar sürmüş ve Toktamış’ı destekleyen kendi emirlerini cezalandırmıştır. Bardağı taşıran son damla ise Toktamış’ın yine Kafkasları işgal etmesi üzerine Toktamış’ı mağlup etmiştir. Toktamış sonrasında kaçak hayatı yaşamış ve atıyla beraber uçurumdan düşerek ölmüştür. Döneminde İran’ı, Hindistan’ı, Anadolu’yu, ve İdil çevresi Rusya’yı fethetmiştir.
Timur’un ordusunda önemli rollere sahip olan filleri, Hint seferi sonrası Hindistan’dan almıştır. Timur’un ordusunun kontrolden çıktığı nadir durumlar vardır Delhi’nin işgali üzerine ordusu burada çeşitli yağmalar neticesinde kontrolden çıkmıştır. 1402 yılında Akkoyunlu beylerinin Osmanlı’ya sığınması Timur’un bu beyleri talep etmesi ama Beyazıd’ın bu talebi kabul etmemesi üzerine 1402 Ankara Savaşı yapılmıştır. Bu savaşta Beyazıd’ın ordusunun, Atlarının filleri hiç görmemesi sonucu dağılması, atlar fillerden korkar Timur’un ordusundaki atlar fillerden korkmaması amacıyla eğitilmiştir.
Timur ordusunun üstünlüğü sonucun da Osmanlı yenilmiştir. Beyazıd, oğlu Mustafa Çelebi ile esir alınmıştır. Süleyman Çelebi, Musa çelebi İsa çelebi, Mehmed çelebi savaştan çekilmişlerdir. Timur bu dönemde Anadolu da belli bir idare kurdurtmamıştır. Anadolu da Osmanlı iktidarının bir daha oluşamaması amaçlı beylikleri serbest bırakmış ve Osmanlı Topraklarından çekilmiştir. Beyazıd’a çok iyi davranmıştır her zaman yanında bulundurmuştur ama Beyazıd bir kaç ay içerisinde ölmüştür. Cesedini Osmanlılara defnetmeleri amacıyla göndertmiştir.
Mustafa Çelebi ancak Timur’un ölümü (1405) sonrasında Anadolu’ya dönmüştür. Döndüğü zaman Bizans’a esir düşmüş ve Eflak’a kaçmaya çalışırken 1422 yılında öldürülmüştür. Bizans Mustafa Çelebiyi kullanarak bir isyan dahi çıkartmış ama Sultan Murad Han çok zekice davranarak bu isyanın düzmece biri tarafından çıkarıldığını, bunun Osmanoğulları’ndan olmadığını ifade etmiştir. 1402 dönüşünde Mazendarandaki (günümüz İran sınırları içerisinde) isyanı bastırıp Çin Seferi hazırlıklarına başlamıştır. Timur Çin seferine çıkamadan 1405’de ölmüştür. Timur’un oğulları “Şahruh, Miranşah, Cihangir, Ömer Şeyh” Birer emir gibi tümene sahiptirler hatta Timur en güçlü oğullarından Şahruh’u Hindistan sınırında bulundurmuştur. Bunun sebebi Şahruh’un isyan edip Semerkant’a yürümemesi amaçlı da olabilir ya da Hindistan’ın çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olması amaçlı korunması olabilir.
Timur öldükten sonra bu yüzden Miranşah’ın oğlu Halil Sultan Tahta çıkmıştır(1405-1409). Şahruh’un Semerkand’a girmesiyle beraber 1409’da esir alınıp 1411’de öldürülmüştür. Timur kendisine isyan eden Türk-Moğol Uluslarına merhametli davranmıştır çünkü kendisi Cengiz Soyundan değildi ve boyların karşıtlığını çekmek istemiyordu. Kendisine 2-3 kez dahi isyan eden emirleri affetmiştir ama isyan eden acemleri veya Gürcüleri affetmemiştir isyanları şiddetle bastırmıştır. Aynı zamanda Timurlu İmparatorluğunun bürokrasini acemler oluşturuyordu. Timur Semerkand’ı Asya’nın en büyük ilim kenti yapmak için her ülkeden zanaatkarlar ve sanatçılar getirtmiştir. Döneminde bunu yapmadığını söylemek de yanlış olur. Semerkand en şanlı Günlerinden bazılarını Timurlular döneminde yaşamıştır.
Uzayla – Kültür Evreni