16.yy’ın sonlarında ve 17.yy’ın başlarında büyük bunalımı hazırlayan en önemli faktörler arasında şunlar vardır: Avrupa’da savaş teknolojisinin gelişmesi, Osmanlı sınırları içerisine ucuz İspanyol ve Portekiz gümüşlerininin girmesidir. Bunun sonucunda da akça da %100’den fazla bir değer kaybının yaşanması; 1593-1606 Osmanlı-Avusturya savaşları neticesinde ordunun yorgun düşmesi; devşirme sistemindeki bozulmalar, yeniçeri sayılarının gereğinden fazla artması, yeniçeri ocağında ocağa kayıtlı askerilerin askerlik görevi yerine esnaflık v.b işlerde bulunmasıdır.
Binlerce Anadolu köylü gencinin ”softa” adı altında eşkiyalığa başvurup medreselerin çatısı altına girmesi, 1593-1606 Osmanlı-Avusturya savaşları neticesinde modern harp tekniklere uygun askeri birimlerin bulunmaması bunun neticesinde sadece sefer sırasında maaş alan ”Sekban-ı Cedid” ordunun oluşturulması, bu askeri birliğin sefer sonrasında maaş almadıkları gereğince Celali isyanlarına katılmaları, Celali isyanları sebebiyle ”Büyük Kaçgun” şeklinde isimlendirdiğimiz olayla köylülerin yurtlarını terketmesi, bu olaylar neticesinde zeamet sisteminin bozulması bu dönemi doğuran en önemli etmenlerdendir. Osmanlı yükselme devrini bu dönemde 1606 yılında Zitvatorok Antlaşması’nın imzalanmasından sonra kendisini duraklama dönemi içerisinde bulacaktır.
Bu dönemde Osmanlı reayasından toprağını terk eden kimselerin Kıbrıs’a yerleştirilmesi hakkındaki yazın şu şekildedir.” çağdaş İtalyan yazar Calepio’ya göre Kıbrıs’ın 1571’de fethinden sonra 20.000 toprağını terk eden insan Kıbrıs’a yerleştirilmiştir. Bunun yanı sıra adaya 1.500 yeniçeri ve 3000 sipahi savunma amaçlı bırakılmıştır. Bozulmanın en önemli sebeplerinden başka birisi de zeametlerin ”Arpalık ve Paşmaklık” adı altında haremdeki cariyelere, Darüssade Ağalarına(kızlar ağası) ve paşalara verilmesidir. Bu dönemde, Kanuni döneminde şeyhülislamlık icra eden Ebussuud efendinin öncülüğünü yaptığı örfi hukuki kuralların, yerini şerri hukuk kurallarına bırakması da devam etmiş ve bu da hukukda ki bozulmalara sebebiyet vermiştir. Bu dönemde ki bunalım en önemli etmenlerinden biri ise Osmanlı’nın mihenk taşı olan unsurlardan bürokrasinin bozulmasıdır. 1548 yılından beri süre gelen deniz üstünlüğün 1571’de İnebahtı Deniz Muharebesi(1571) ile son bulması üzerine; donanmaya muazzam derecede yatırım yapılması mali bunalımlara sebep olmuştur. Bunu örneklendirecek olursak ortalama bir kadırganın bakım maliyeti yılda 6000 altın duka idi.
Osmanlı donanması döneminde 200 kadırgadan oluşuyordu ve bu yıllık yaklaşık 1.200.000 duka bütçelerine ulaşmaktadır. Bu dönemlerde 1578-1590 yılları arasında Safevi Sultanlığı tarafından Azerbaycan ve Şirvan’ın ele geçirilmesi bu bunalımın arasında önemlidir. Azerbaycan’dan ve işgal edilen bölgelerden kaçan insanların Anadolu topraklarında ihtiyaçlarının giderilmesi ve onlara geçici olsa da yurt verilmesi gerekiyordu bu da devleti zor duruma sokmuştur. Bu olaylar neticesinde sadece olağanüstü dönemlerde alınan vergilerden olan ”Avariz-i divvaniyye’yi” 1593-1606 Osmanlı Avusturya savaşı döneminde sürekli olarak alınmaya başlanması bu bunalımı destekleyen örneklerdendir.
Bu verginin miktarı üstüne üstelik her yıl artarak devam etti. 1582’de yılda 40, 1600’de yılda 240, 1661’de yılda 535 akça olarak devam etti. Gayrimüslimlerden alınan cizye vergisi ise 1574’de yıllık 40, 1591’de yıllık 70, 1596’da yıllık 150 ; 1630’da yıllık 240; 1691’de yıllık 280 akça civarlarına yükselmiştir. 1596 tarihli adaletname de kanunsuz yolla bazı kişilerden alınan cizye vergisinin 500-600 akçaya çıktığı kaydedilmiştir. 1585 krizi sonrasında akçada %100 değer kaybedilmiştir. Bunun üzerine akçanın değerinin düşürülmüştür(tağşiş). Bu düşürülme sonrasında devlet muazzam bir enflasyon çukuruna düşmüştür. Osmanlı dönemindeki bu iktisadi dalgalanmalar çeşitli şekilde yorumlanmıştır. Bu yorumlamalar arasında Avrupa’daki kalp paranın piyasayı istilası ve akçanın ayarlanması gerekliliğinden söz edilmiştir. Bu tımar sistemindeki bozulmanın en önemli sebebidir çünkü bu enflasyon sonrasında alınan vergide değişiklik yapılmamıştır.
Herhangi bir indirim olmadığını geçelim vergi indirilmediği gibi vergi artırılmaya devam ettirilmiştir. Sonrasında ise tımar sipahileri seferden kaçıp, yurtlarını terketmiştir. Bu mali bunalım kapıkullu askerlerine de etki etmiş ulufenin yetersizliği neticesinde yeniçeriler ve kapıkulu sipahileri pek çok kez isyan etmiştir. Bu sosyal sıkıntılar ve iktisadi sorunlar neticesinde artık Osmanlı duraklama dönemine girmiş bulunmaktadır(1606). Artık Orta Çağ şartlarında doğmuş olan tımar sistemi çökmüş, yerini belli bir nebze de olsa Sekban-ı Cedid adı verilen paralı askerler almıştır. Bu olaylar felaketler silsilesini doğurmuştur. Duraklama dönemi 1683-1699 Osmanlı-Mukaddes İttifak savaşının son bulmasına kadar devam edecektir. Sonrasında ise Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşması(1699) ile Gerileme Dönemi’ne adımını atacaktır. Bu dönemTagayyür ve Fesad(Bozuluş ve Kargaşa) dönemi olarak da nitelendirilir. Osmanlı Klasik Çağı Artık resmen son bulmuştur.
Kaynakça: Osmanlı İmparatorluğu Politika ve Ekonomi, Devleti Aliyye I. Cilt Klasik Çağ(1302-1606), Devleti Aliyye II. Cilt Tagayyür ve Fesad Dönemi(1603-1656)