Thomas Hardy, Viktorya döneminin en popüler ve etkili romanlarından (Kaybolan Masumiyet, Çılgın Kalabalıktan Uzak) bazılarını yazmıştır. Dickens ve Austen’e olay yönünden oldukça benzer, fakat Hardy’nin eserleri mutlu sonla bitmez, genellikle on dokuzuncu yüzyılın sonlarındaki İngiltere’yi yazardı. Hardy, pek çok ülkedeki insanların modernitenin yükselişi nedeniyle mutsuz olduğuna inanıyordu. Teknolojinin ilerlemesi ile, ideal bir kırsal yaşam biçimi ortadan kalkmaya başladı ve bu yüzden de insanlara zarar verdiğini düşünüyordu. Hardy kendini asıl olarak şair olarak görüyordu, şiirleri toplumun başarısız davranışları ve boşa giden İngiliz kültürünü yansıtıyordu.
“Mesela güneşin neden haklının da haksızın da üzerinde aynı şekilde parladığını merak ediyorum.”
Tess, Thomas Hardy
Hardy, 1840 yılında bir kasabada doğdu. Bir inşaatçı ve aşçının oğlu olan Hardy, çocukluğunun çoğunu, bir gün kurgusunda idealleştireceği dış mekanları keşfederek geçirdi. O da kendisi gibi yoksul çocuklar için İngiltere Kilisesi tarafından kurulan bir okulda Latince ve Fransızca okudu. Edebiyattan, özellikle Yunan ve Roma klasiklerinden, Shakespeare’den, Alexandre Dumas’tan ve destansı macera ve romantizm hikayelerinden keyif alıyordu.
Ailesinin maddi gücü yetmediğinden dolayı büyük bir üniversiteye gidemeyen Hardy, 1856’da kilise restorasyonunda uzmanlaşmış bir mimarın yanında çırak olmak için okulu bıraktı. William Barnes adlı bir öğretmenin şiirlerini keşfettikten sonra, kendisi de kırsal yaşama övgüler yazmaya başladı. Bir kiliseyi restore ederken, Cambridge’de eğitim görmüş bir papazın oğluyla tanıştı ve o da Hardy’i Alfred, Lord Tennyson’ın şiirleri ve Charles Darwin’in On the Origin of Species gibi modern İngiliz edebiyatıyla tanıştırdı. İşte o zaman Hardy Londra’ya taşınmaya karar verdi (faturaları ödemek ve geçimini sağlamak için işe girdi), burada sanat ve kültürle iç içeydi: Oyunlara katıldı, müzelere gitti ve Charles Dickens’ın derslerini izledi.
1865’te Hardy, “Nasıl Kendime Bir Ev İnşa Ettim” adlı kısa bir öyküyle yazma yarışmasına katıldı ve kazandı. Yine de kalbini sayfalarda yaşatmak için şiirle uğraştı.
Hardy’nin romanı Kaybolan Masumiyet (Tess of the d’Urbervilles), 1891’de piyasaya sürüldüğünde skandala yol açtı. Hem kasvetli hem de cinsel, her zamanki Viktorya dönemi romanının izinden gitmedi. Hardy, romanın yayımlanabilmesi için romandaki cinsel içeriği ve ahlaksızlığı yumuşatmak zorunda kaldı. Aynı şeyi 1895’te cinsel açıdan da müstehcen Jude the Obscure’un serbest bırakılması için yapmak zorunda kaldı.
"Olan oldu, geçmişin üzerinde durma artık!"dedi. "Ben yalnızca şimdiyi düşünüyorum. Neden dünü düşünelim ki, hem yarın ne olacağını kim bilebilir?"
Uzayla – Kültür Evreni
Yorumlar (2)
Bir yanıt yazın
Yorum yapmak için giriş yapmalısın.
👏🏻