Birçoğunuz bunu gündelik hayatında pek çok kez fark etmiştir. Bir kelimeyi tekrar tekrar söylediğinizde giderek anlamını kaybeder. Yapılan araştırmalara göre her kelimenin aynı hızda anlamını yitirmediği gözlemlenmiştir. Son derece basit bir sözcüğü bile onlarca kez tekrar edince anlamını yitirmeye başlayacaktır.
Bazen öylesine bazen de bir nedenden dolayı, kullanılan kelimeyi tekrarlamak isteriz. Bu tekrarlamanın sonucunda da sözcük kulağa yabancı gelmeye başlar.
Tam bu noktada (kelimenin anlamsız söz öbeğine dönüşmesi) psikolojide buna ”semantik Doygunluk” (semantic satiation) denir. St. Louis’teki Washington Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. David Balota bu konuya dair şunları demektedir:
”Bu durum, herhangi bir sebeple yorulmak gibidir. Eğer bir dambılı sürekli kaldırırsanız, bir yerden sonra sisteminiz yorulacaktır. Aynı şeyi sinir sisteminiz için de düşünebilirsiniz: sürekli tekrar eden bir elektrik atımını bir noktadan sonra nöronlarınız ateşleyememeye başlayacaktır.”
Değindiğim gibi her sözcük aynı tekrar sayısında semantik doygunluğa ulaşmaz. Çok anlama sahip olan kelimeler bu eşiğe daha geç ulaşır.
Beynimizde mütemadiyen aynı ilişki tetiklendiği için bir süre sonra kelimenin anlamı ve söyleniş şekli arasındaki bağ yok olmaya başlar. Bunu da sinirbilimsel olarak ”uyuşmak” ile bağdaştırabiliriz. Bu noktadan sonra kelimenin normalde uyandıracağı görüntü artık olmaz.
”Bence bu durum, tüm sistemler için kaçınılmaz bir sonuç. Bir şeyi ne kadar fazla kullanırsanız, gelecekte kullanmak üzere o kadar az kalır. Nöronların tekrardan uyarılabilmek için enerjilerini geri doldurması belli bir zaman alır. Bu süreçte semantik doygunluk eski haline döner ve böylece ‘ev’ sözcüğünün anlamını yeniden algılarsınız. Bu kimi zaman birkaç dakika kadar sürebilir.”
Bu durumun bir benzeri de ”dönüşüm etkisi” olarak bilinen durumdur. Bu sefer olay sırasında veya sonrasında sık sık tekrar edilen kelimeler kendi anlamlarını kaybedip farklı anlamlar kazanmaya başlar.
”Eğer bunun hakkında düşünecek olursanız, beynimizde ‘ev’ sözcüğünü algılamamızı sağlayan bir şeylerin olması gerektiğini fark edersiniz. Ve bu algı, illa ki ‘ev’ sözcüğünün anlamı olmak zorunda değildir. Çünkü sözcüğün sözcüksel anlamı ile sözcüğün kendisi birbirinden farklı şeylerdir. Bunlardan biri ‘ev’ sözcüğünü tetikleyen uyaranı anlamamızı sağlarken, diğeri ‘ev’ sözcüğünün beyninizdeki anlamına erişmenizi sağlar.”
Kaynaklar:
- Evrim Ağacı
- Nelson. Say A Word Over And Over And See What Happens (2014)
Uzayla – Kültür Evreni
Yorumlar (1)