“Beden olumlamaları”, “beden tarafsızlığı” son zamanlarda sıkça kullanılıyor. Bedenimizle barışmanın nasıl mümkün olduğu, onu nasıl kabul edeceğimiz bir çok kişinin merak ettiği bir konu. Bedeninizi bir ev olarak düşünürsek; bedenimizle olan mesafe ne kadar fazlaysa kendimizle olan mesafe de o kadar fazla olacaktır.
Bedenimize küs olmanın yaşamı ve kendimizi erteleme konusunda büyük bir neden olduğunu hepimiz biliyoruz. O halde, beden olumlamaları bedenimizle barışmak için yeterli mi? Onca estetik ile kendine farklı görünüm veren kişiler arasında kendimizi olduğumuz gibi kabul edebilir miyiz? Bedenimizle tam olmak mümkün mü? Belirli adımlar takip edildiği sürece bu mümkün olacaktır. O halde, adım adım bedenimizle aramızdaki köprüleri nasıl kaldıracağımıza bakalım.
Bedeninizi Koşulsuzca Sevmek İçin Atılacak Adımlar
Bedeninizle aranızda kurduğunuz köprülerin sizi kendinizden ne kadar uzaklaştırdığını söyledik. Peki, bedenimizi severek ne gibi duygular elde etmek istiyoruz? Bunları düşünün. Akla ilk huzur geliyor. Birileri beni beğeniyor mu, güzel görünüyor muyum, beni dışlayacaklar, bu bana yakışmayacak gibi cümlelerin hayatınızdan çıktığını düşünün.
Ne kadar huzurlu ve mutlu hissedeceksiniz değil mi? Peki, zihnimizdeki bu düşüncelerin eviniz dediğimiz bedeninize yansımalarını düşündünüz mü? Daha fazla huzursuz, endişeli, özgüvensiz hissetmenize neden olan bu görüşlerden bedeninize şefkatle yaklaşarak, ona sarılarak uzaklaşabilirsiniz.
Peki, daha öncesinde bedeninizde ne hissediyorsunuz? Öfkeli miydiniz veya kendinizi küçümsüyor muydunuz? Korkularınız mı vardı? Bu duyguları kağıda yazın. Bedeninize dair hissettiğiniz ve sizde yük olan duygulardan böylece uzaklaşabilirsiniz. Bedeninizin yerine getirdiği veya yapmayı çabaladığı her işlev için şükredin. Onu geliştirme ve olduğu gibi kabul etme gücü sadece sizin elinizde. Onunla yol kat eden de sizsiniz. Onun için sonraki adımlar için kendinize güvenin.
Sizi eleştiren insanlarla aranıza mesafe koyun. Bazı insanlar sizi, kendinizi ifade biçimiyle yaralayabilir. Bedeninize dair olumsuz görüşleri sırf kendi yarası var diye belirtebilir. Onlardan uzaklaşın. Size iyi gelmeyen ve beslemeyen kimseyi yakın çevrenizde tutmayın. Bedeninizle kendinizi ifade ediyorsunuz. Bedeninizle var oluyorsunuz. Onu kabul etmeyen kişilere mesafe koyarak cevap verin.
Bedeninize sarılmayı unutmayın. Sevgiyle yaklaşın. Onu besleyin. Günlük bakımlarınızı aksatmayın. İyi gelecek besinler alın. Sporla bedeninizi destekleyin.
Bedeninize tarafsızca yaklaşın. Beden olumlaması yapmayı mantıklı bulmuyorsanız bu sefer farklı bir pencereden bakın. Bedeninize, onu yargılamadan yaklaşın. Onunla ilgili olumsuz düşünceleri rafa kaldırın. Yeryüzünde hiçbir şey yargılamayı hak etmiyorken; bedeninizi yargılamak da sizi iyi hissettirmeyecektir. ‘Bedenimi sevmek ya da nefret etmek durumunda değilim ama onu olduğu gibi kabul etmek zorundayım.’ cümlesini kendinize hatırlatın.
Nasıl göründüğünüzü değil ne kadar sağlıklı olduğunuzu düşünün. Sonuçta, fonksiyonlarını yerine getiren bir evin içindesiniz. Varlığımızın en büyük yapıtaşı olan beden sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürdüğü biz de var olacağız. Bu durumda, dışarıdan nasıl göründüğümüz değil; sağlığımızın yerinde olup olmadığı daha büyük önem taşıyor.
Bedenimi seviyorum deme yolu çok uzundur. Farklı deneyimlerden, farklı aile yapılarından ve arkadaş çevresinden geliyoruz. Bu da doğal olarak bedenimize olan bakış açısını değiştiriyor. Daha yargılayıcı olabiliyoruz ve kendimizden uzaklaşabiliriz. Ama, artık ona sarılmayı deneyin. Bedeninizi anlamayı deneyin. Bedeninizin eviniz olduğunu unutmayın ve hissettiğiniz sevgiyi ona da yansıtın.
Uzayla – Kültür Evreni