Cengaver Padişah Yavuz Sultan Selim

Yavuz Sultan Selim(1512-1520)Yavuz Sultan Selim daha şehzadeliği döneminde Safevi hanedanı üzerine Trabzon sancağından Sultan Bayezid’ın yetkisi olmadan seferler düzenlemekteydi. Şehzade Selim, o kadar askerin gözünde ün salmıştı ki Rumeli de hiç bir şehzadeye sancak verilmezken kendisi babasından Rumeli de sancak talep etmiş ve Rumeli de sancağa çıkan ilk ve tek şehzade özelliğini korur. Sultan Selim’i Yıldırım Bayezid’a ve Fatihe benzetmek mümkündür onlae gibi bir cihangir ruha sahipti.

1512 yılında yeniçeri ve sipahilerin büyük bir desteğiyle şehre girmiştir ve saltanatı babasının elinden almıştır. Bayezid, Yavuza göre daha çok islam ilimiyle ilgilenmeyi seven sanatçı bir kişiliğe sahipti. Fatih 1481 yılında öldüğü zaman kardeşi Cem’e karşı askerler tarafından desteklenmesinin amaçlarından biriyde buydu. Fatih tarihte kendisine az rastlanan bir padişahdır ama dönemin islamcı halkı kendisinin bazı politikaları ile ters düşmekteydi.

Bunlara örnek verecek olursak Fatih’in elçilerle divanda kendi dilleriyle konuşması, İslam kuralları gereğince resim çizilmezken kendisi Venedik Baş Ressamı Bellini’ye tablosunu yaptırması, Avrupa’daki sanatçıları topkapı da ağırlaması halkın tepkisini çekmiştir. Bayezid ise bunu korumak amaçlı Şeriat kuralları gereğince saltanatını sürdürmüştür.

Yavuz babasının döneminde, Şah İsmail’in desteği ile çıkan Kızıl Baş Ayaklanması döneminde tahta çıkmıştır. Bu isyanı şiddetle bastırdıktan 40.000 kişi öldüğü tahmin edilmektedir.İki yıl boyunca kardeşleriyle savaşmış onları bertaraf etmiş.Aynı zamanda doğu seferi için özzelikle Maceristan ile barış yapmaya özen göstertmiş barışçıl gözükmüştür.Sonrasında Memlüklerin ve Safevilerin üzerine sefere çıkmıştır. Memlüklere yapılacak seferin amaçlarına gelecek olursak Memlük Mısır üzerinde kurulu İskenderiye ve Şam gibi İpek Yolu’nun ve Baharat Yolu’nun üzerinde bulunan önemli ticaret kentlerine sahipti

. Aynı zamanda kendi egemenlikleri altında bulundurdukları Abbasi halifeliğine sahiptiler. Bayezid’in Mercidabık da kazandığı zafer neticesinde öldürdüğü Kansu Gavri’nin, Kahire de vekil olarak bıraktığı II.Tumanbay’a yolladığı mektup da Büyük İskender gibi Şarkın ve Garbın sultanı olacağını söylemiştir. Şah İsmail kendi üzerine gelen Yavuza Timur göndermesi yaparak hataya düşmemesini tekrarlamakta ama Safevilerin yıllardır süren gerilla saldırıları artık Osmanlı için büyük bir dert olmuş Kızıl Baş Ayaklanması sonrasında ise savaş kaçınılmaz olmuştu. Yeniçeriler bu savaşı başından beri istemiyordu

“Düşman Yok, bu harap memleketlerde biz nice seyahat ederiz” şeklindeki sözleri söylenip bir kaç kez isyan etmeye yeltendiler. Yavuz aşırı kontolcü bir karakterdir sürekli veziriazam idam etmektedir. Hatta belli bir dönem veziriazam dahi bulundurmamıştır. İsyan etmeye kalkışanlar idam olunduktan sonra aynı zamanda Şah İsmail’i savaşa çekmek amaçlı sert mektuplar yollamaktaydı.

Çaldıran Meydan Muharabesi(1514) Minyatür

Nihayet ordular Çaldıranda(Günümüz de Van’ın bir ilçesidir) karşı karşıya geldiler. 24 Ağustos’da aşırı sıcak bir günde savaş Osmanlılar tarafından kazanılmıştı. Kırım sancağında bulunan oğlu Süleyman’a yazdığu mektupda Osmanlı ordusunun sağ kolunun galebe(yenmek,üstünlük) çaldığını sol kolun savaş başında bozulduğunu ama sonrasında üstünlüğün kurulmasıyla ve top tüfeklerin farkıyla toparlandığını belirtmiştir. Sonrasında Tebrize girip adına hutbe okutmuştur. Şah İsmailin zorla getirttiği Zanaatkar ve Tücarları İstanbul’a yollatmıştır. Muhtemelen İran’ı fethetme düşüncesi vardı ama ordunun zor şartlarda kalması binlerce hayvanın telef olması sonrasında Amasya’ya çekildi ve kışı orada geçirdi.

Doğu seferi sırasında kendisine düşmance davranan Dulkadir Oğulları’nın üzerine yürüdü ve hızlıca fethetti. Dulkadir beyliği Memlük Devleti’nin vasalıydı. Dulkadir hızlıca işgal edilmiştir. Çaldıran zaferi sayesinde Yavuz Doğu Anadolu’yu tamamen Osmanlı sınırları içerisine katmıştır. Diyarbakır’ın alınması çok önemlidir çünkü Mezopotamya,İran,Halep, ticaret yollarının kesiştiği önemli bir kentdi. Buna şu şekilde örnek verelim 1528’de Diyarbakırdan alınan vergi 25 milyon akça ile Balkanlardan alınan toplam verginin sekizde biriydi.

Yavuz hız kesmeden 1516 da Memlük Devleti’nin üzerine yürüdü. Osmanlı savaş öncesi Halep halkını da kendi taraflarına çekmişlerdi. İki ordu Mercidabık’da karşılaştılar Memlükler tam bir bozguna uğradılar. Memlüklerin yenilmesindeki sebep kötü asker olmaları değildi Memlükler Bir Türk devletiydi.

Kansu Gavri

Ordusunu Kırımdan gelen Kıpçaklar(Tatarlar) oluşturuyordu. yenilmesindeki sebeplerden en önemlisi Top ve Tüfeği kafir icadı diye kullanmamalarıydı. Bu onlara çok pahalı patlamıştır Kansu Gavri savaşta ölmüştür. Kansu Gavri’nin yanında getirdiği Halife Al-Mutawakkil Yavuza esir düşmüştür.Memlük Sultanlığının başına yeğeni II.Tumanbay kahirede tahta çıkmıştır.

Tumanbay Yavuz’un teslim olması isteğini reddeti ve savaşı seçti.Bu sefer Memlükler Ridaniye’de Venedikten satın aldıkları eski Top ve Tüfeklerle bir hat oluşturdular. Osmanlı’nın üstün top ve tüfekleri karşısında bir şey yapamadılar ve savaşı kaybettiler. II.Tumanbay Ridaniye’de gerilla hareketine başlamıştı. Halk onu destekliyordu ama çok sürmeden yakalanıp idam olundu. Nihayet Yavuz Kahire’ye Hayirbay’ı vali atayarak İstanbula dönmüştür. Hareketinden önce halifeyi İstanbula yollamıştı. 1516 Mekke’nin şerifi Abu Numay’ın oğlu Mekke’nin anahtarını getirerek padişaha biyat etti. Memlük zamanında Portekizliler Aden ve Hürmüz’ü kontrol ediyordu. Memlükler’in Kızıl denizden Portekizlileri atmak amaçlı yolladığı Kaptan Selman da padişaha biyat etmişti. 1524’deki bir lahiya da Kızıl Deniz’de daimi bir donanma bulundurmanın gerekliliği anlatılmıştır.

Mercidabık Meydan Muharebesi(1516) Minyatür

İstanbul’a yollanan Halife Al-Mutawakkil bir rivayete göre Ayasofya da padişaha halifeliği teslim etmiştir. Aslında halifelik eski anlamını yitirmişti 1258’de Bağdad’ın Moğollar tarafından işgali üzerine büyük İslam hükümdarlarının kullandığı bir lakap gibiydi. 1774 Küçük Kaynarca da halifelik hakları diplomatik olarak istenecektir ve 1727 yılında İran’a hakim olan İran Kralı Eşrefle yapılan antlaşma da Osmanlı tüm müslümanların halifesi olarak tanınmıştır. Yavuz 8 yıllık hükümdarlığı sürecinde Osmanlı topraklarını üçe katlamış ve Osmanlı hazinesini en çok dolduran padişah olarak bilinmektedir Hazineyi kendi dönende mühürletmiştir. Yavuz kadar hazinenin dolu olduğu başka bir dönem yoktur. 1520 yılında Aslan Pençesi adı verilen bir çıban yüzünden ölmüştür.

Yerine Osmanlı’nın en şanlı dönemini yaşatacak olan Batıda Muhteşem Doğu da Kanuni lakaplı tek oğlu Süleyman tahta çıkacaktır.Aslında tek oğlu da değildir Üveys paşa adlı bir oğlu daha vardır Üveys Paşa haremden ayrıldıktan sonra başka bir kişi ile nikahlandığı zaman hamile olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine veraset de yer bile almamıştır. Kanuni döneminde Yemen beylerbeyliği yapmış padişaha sakadatle hizmet edip sınırları genişletmiştir.

Bir yanıt yazın