Dijital dünyada devrim yaratacak olan Web 3.0 Nedir?
Son yıllarda adı daha da duyulan Web 3.0, aslında 2000’lerin başında konuşulmaya başlanmıştı. O zamanlar Web 2.0’ın etkileri hissedilirken aynı zamanda Web 3.0’ın nasıl olacağı konuşuluyordu. İnternet teknolojisinin evrimindeki yeni bir nokta olan Web 3.0, bugün birkaç beta uygulamada denenmektedir. Fakat bu yeni teknolojinin ağlara entegre edilmesi ve tam potansiyelini göstermesi şu an mümkün değil.
Kripto para, NFT’ler, metaverse gibi blockchain temelli teknolojilerin ortaya çıkması zaten bize yeni internet devriminin göstergesiydi. Şu anki Web 2.0’ın daha şeffaf ve açık versiyonu olacak olan Web 3.0’ı Google, Amazon gibi teknolojinin tekelci şirketleri değil bizzat kullanıcılar kontrol edecek.
Web 3.0’a Giden Yol
Bu fotoğraf, World Wide Web’in mucidi olan Tim Berners-Lee’nin bilgisayarındaki ilk web sayfası. İnternet için bir kapı olan World Wide Web, ileriye dönük uzun bir vizyon oluşturdu. İlk (WWW) yazısının yanı sıra orada dikkatimizi ”hypermedia” kelimesi çekmekte. Bu kelime bize yeni oluşacak teknolojinin (Web 1.0) yöntemini gösteriyor; internet birbirine linklerle bağlanan bilgilerden meydana gelecek.
Tim Berners-Lee, web’, kurduğunda aslında açık bir bilgi merkezi olacak şekilde hayal etmişti; fakat günümüzde belirli otoriteler (şirketler) tarafından yönetilen bir alan oldu. İşte bu anlamda Web 3.0, tam da Berners-Lee’nin tasavvur ettiği gibi merkeziyetsiz, açık bir alana dönüşecek.
Web 1.0 – Salt Okunma
1989’da başlayan Web serüveni, günümüze kadar evrimleşerek geldi. İlk internetin örneğini oluşturan bu teknoloji, oldukça kısıtlıydı. Bu teknoloji aynı zamanda salt okunur diye de tanımlanabilir; çünkü içerikleri yalnızca okuyabiliyordunuz. Pek fazla içerik üreticisi yoktu, birkaç statik sayfa vardı. Web sunucularında barındırılan salt okuma metinlerden oluşuyordu.
Web 2.0 – Dinamik Sayfalar
Web 1.0’ın 10 yıl sonrasında Web 2.0 hayatımıza girdi. İnternete bağlananlar Web 1.0’daki gibi içerikleri yalnızca okumuyor aynı zamanda yazabiliyor, düzenleyebiliyordu. Kullanıcılar arası etkileşimi artıran bu teknoloji, salt okunan bir platformdan içerik oluşturulan bir platforma evrildi.
Özellikle bilgisayar anlamında yaşanan gelişmelerden sonra, 2007’de Iphone’un da piyasaya sürülmesiyle mobil internet erişiminde de devrim yaşandı. Artık web siteleri kullanıcılar tarafından üretilen içeriklerle (user generated content) beslenmeye başladı.
Bu yenilikler beraberinde de şu an adını herkesin bildiği internet devlerini de (Google, Facebook, YouTube, Twitter) meydana getirdi. Web 1.0’dan Web 2.0’a geçiş döneminde oluşan bu şirketler günümüze kadar varlığını sürdürüyor. Elbette Web 2.0 beraberinde yanlış bilgileri, sanal hırsızlığı, siber zorbalık gibi kavramları da getirdi. Bu nedenle de interneti kontrol eden şirketler, bu suçlardan dolayı hedef gösteriliyor.
Web 3.0 – Özgür ve Demokratik Alan
Tüm bu gelişmeler son olarak Web 3.0’ı getirdi. Hatta ”Web”in mucidi olan Tim Berners-Lee’de bu üçüncü akımı bekliyordu. Web 3.0’a da ”semantik web” diyordu. Web 1.0 ile Web 2.0 arasındaki kısa geçiş süreci Web 2.0’dan Web 3.0’a geçişte gerçekleşmedi. Web 1.0 ve Web 2.0’ın ortak özelliği internetin varlığı için merkezi bir yapı gerekiyordu. Yani bir web sitesine sahipseniz aynı zamanda sunucuya da sahipsiniz demektir.
Web 3.0’ın getirdiği yenilik ise herhangi bir otoriteye, merkeze ihtiyaç duymadan cihazlar arası iletişim kurmak. Araçları ortadan kaldırarak ”peer to peer” eşler arası bir iletişim kurulabilmesini sağlıyor.
Kaynaklar ve İleri Okuma: https://home.cern/science/computing/birth-web
Uzayla – Kültür Evreni