1968’de Almanya’da başlayan, Fransa’da hız kazanan öğrenci hareketleri kısa zamanda dünyanın birçok yerini etkilediği gibi Türkiye’yi de etkiledi. Öğrenci hareketlerinin amacı üniversiteyi değiştirmekti. Daha kaliteli ve doyurucu eğitim almak isteyen öğrenciler istediklerini almak için girişimlerde bulundular.
1968 Ankara Üniversitesi, Öğrenci İsyanı
Üniversite sayıları arttıkça daha fazla öğrenci mezun oluyordu. Fakat iş imkânları mezun insanlara cevap verebilecek kadar gelişmiş değildi. Diplomasını alanlar iş bulamama endişesini taşıyorlardı. Türkiye’de öğrenci hareketlerinin başlaması 10 Haziran 1968 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde oldu. Fakültede hemen reform yapılmasını isteyen gençler kapıyı zincirle kapattı. Ankara’da başlayan bu reform isteği İstanbul’u da etkiledi. Eğitim şartlarının yetersiz olduğunu düşünen öğrenciler harekete geçtiler.

Olayların boyutunu değiştiren olay ise Amerika Birleşik Devletlerine ait 6. filonun İstanbul’a gelişi ile başladı. Öğrenciler Amerikan emperyalizmine karşı tepkilerini göstermek için filo daha Türkiye’ye gelmeden hazırlıklara başladılar. 15 Temmuz 1968 tarihinde 6. filo geldi. Öğrenciler Amerikan askerilerinin üzerine mürekkep atıyor, keplerini kapıyor ve dövüyorlardı. “Yankee Go Home” ve “Bağımsız Türkiye” sloganları ülkenin her yerine yayılıyordu.
16 Temmuz’da polis ile öğrenciler arasında çatışma yaşandı. Eylemleri kontrol altına almak isteyen polisler öğrenci liderlerini gözaltına aldılar. 17 Temmuz’da İstanbul Teknik Üniversitesi Gümüşsuyu öğrenci Yurdu’nda çıkan çatışmalarda onlarca genç ve polis yaralandı. Çatışmalar sırasında ikinci kat penceresinden aşağı atılan Vedat Demircioğlu hayatını kaybetti. Vedat Demircioğlu’nun ölümü olaylardaki ilk kanlı son oldu. 25 Temmuz günü cenaze töreni yapmayı planlayan öğrenciler, cenazenin aileye teslim edildiğini öğrendikten sonra sembolik bir tabutla Hukuk Fakültesi önünde toplandılar.
Yapılan konuşmaların ardından yürüyüş başladı. Cağaoğlu’ndan Vilayet’e yürümek isteyen öğrencilere polisler saldırdı. Sağcı grupların da katılmasıyla çatışma giderek büyüdü. Çatışma ancak askerlerin araya girmesi ile çözüldü. Olaylar sadece İstanbul ile sınırlı kalmadı. 19 Temmuz 1968’de Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden 70 öğrenci 6.Filo ziyareti ve İstanbul olaylarını protesto için Boztepe’deki ABD Radar Üssü’ne yürüdü. Polislerce coplanarak dağıtılan öğrencilerden 15’i gözaltına alındı. İzmir’e yanaşan 6.Filo’dan şehre çıkan askerler yuhalanıp taşlandı.

Öğrenciler tarafından Vietnam Canavarı olarak nitelendirilen Robert W. Komer, ABD Büyükelçisi olarak Ankara’ya gelince gösteriler düzenlendi. 6 Ocak 1969’da Komer’in Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü Kemal Kurdaş’ı öğle yemeği ziyareti sırasında üniversitenin öğrencileri tarafından aracı ateşe verildi. Yaşanan bu olayların ardından ODTÜ’yü 1 ay kapattı.
Emperyalizme Karşı Yürüyüş

10 Şubat 1969 tarihinde 6. filo Türkiye’yi tekrar ziyaret edecekti. Bunu duyan öğrenciler durumu çok sert karşıladılar. Atalay Savaş ve Vedat Demircioğlu’nun ölümleri hala taze idi. 16 Şubat’ta Beyazıt’tan Taksim’e öğrenci kuruluşlarının çoğunluğunu oluşturduğu, sendikalar ve işçi kuruluşlarının da aralarında bulunduğu “Emperyalizme ve Sömürgeye Karşı İşçi Yürüyüşü” düzenlendi. Aynı gün Mehmet Şevki Eygi’nin Bugün Gazetesinde yayınlanan “Namaza Çağrı” yazısı sebebiyle toplanmış Sağcı grup Beyazıt ve Dolmabahçe’de toplu namaz kıldı.
O gün basılmış olan gazetede Eygi “Cihada Hazır Olunuz” diyordu. Solcu ve Sağcı dediğimiz iki grup Taksim’de birbirleri ile karşı karşıya geldiler. Polis de gösterilere müdahale için oradaydı. Çıkan çatışmalar sırasında yüzden fazla insan yaralanırken Türkiye İşçi Partisi üyesi Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürüldü. Bu olay tarihe “Kanlı Pazar” olarak adını yazdırdı. Sağ ve Sol’un karşılaştığı bu ilk olay gidişatı değiştirdi. Artık tek taraflı bir protesto eylemleri olmaktan çıkıp karşıt görüşlerin çatışması haline geldi.

Üniversite içerisinde de bu çatışmalar kendini gösterdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne 15 Mart 1969’da duvarlara afiş yapıştırmak isteyen komandolar ile devrimci öğrenciler arasında çatışma yaşandı. 17 Mart günü komandoların üniversiteyi basmasıyla devrimci gençlerle aralarında silahlı çatışma çıktı. Ardından üniversite senatosu toplandı ve bazı kararlar alarak çatışmaları durdurmaya çalıştı. 19 Mart’ta Deniz Gezmiş adam yaralamak ve silah bulundurmaktan tutuklandı. Nisan ayına gelindiğinde ODTÜ ve AÜ’de birçok fakülte işgal edildi.
ODTÜ öğrencilerinin işgale devam etmesi sebebiyle 13 Nisan gecesi jandarma ve polis tarafından üniversiteye girilerek işgal kaldırıldı. Öğrenciler isteklerinin karşısında bir cevap almak yerine sürekli olarak güvenlik güçleri ile karşılaşıyorlardı. Geri adım atmak yerine bu durum öğrencileri daha fazla kışkırtıyordu. Haziran ayındaki olaylarda İstanbul ve Ankara’da bulunan üniversitelerinde görev yapan bazı akademisyenler istifa etti. İstanbul Üniversitesi’nden bir grup öğrenci de fakülteleri işgal etti. 1969 yılı tam olarak üniversiteleri boykot yılıydı. Bu yıl gelişen öğrenci olaylarının konusu üniversite içi sorunlar olmaktan çıkarak yönetim biçimi ve toplumun sorunları ve onlara çareler aramak haline dönüştü.
Haziran ayında Beyazıt’tan Sultanahmet’e yürüyen öğrenciler eylemlerin artık siyasi nitelik taşıyacağını söylüyorlardı. Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin’e giderek silahlı eğitimler aldı. Alparslan Türkeş’in de çağrıları ile diğer grup Komando eğitimleri almak için kamplara çağırılıyorlardı. Çıkacak olan çatışmaların artık silahlı eylemlere dönüşeceği buradan da anlaşılıyordu. 23 Eylül 1969’da İstanbul Üniversitesi Öğrenci Birliği Kongresi sırasında Taylan Özgür sırtından vurularak öldürüldü. Faili meçhul olan bu cinayet sonrası şiddetin dozu arttı.
Bağımsız Türkiye İçin
9 Aralık 1969’da sağ ve sol görüşlü öğrenciler arasındaki çatışmada Mehmet Büyüksevinç, 14 Aralık’ta da Battal Mehetoğlu isimli öğrenci öldürüldü. Bu ölümler üzerine 16 Aralık’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bir grup subay bir bildiri yayınlandı. “69 Subay Bildirisi” olarak anılan yazıda gençlerin “Bağımsız Türkiye” istedikleri için öldürüldükleri ileri sürüldü. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç bu konu ile alakalı olarak TSK’nın hiçbir “aşırı cereyanı” destekleyemeyeceğini vurgulayarak, bildiriye imza atan personeller hakkında da soruşturma başlatıldığını söyledi. 5 Ocak 1970’te Ankara’da, Belediye, indirimli öğrenci pasolarını öğrenci derneklerine vermesine dair yapılan anlaşmayı bozması üzerine öğrenciler tarafından otobüslere el konuldu.

Dev-Genç 26 Ocak 1970 Akhisar’da tütün mitingi yaptı. Bu mitingi Ankara, İstanbul ve İzmir’den gelen öğrenciler köylere dağılarak köylü-öğrenci dayanışmasına dönüştürdüler. Göreceğimiz üzere gençliğin tek derdi artık üniversite ve yönetim değildi. Memleketin diğer sorunlarını da gençliğin ilgi alanıydı. 16 Mart’ta Dev-Genç “Bağımsızlık Haftası”nı başlattı. Bağımsızlık Haftası’nda birçok üniversitede ve ABD’li şirketlerde tahribat oluştu. 23 Kasım’da Anti-komünist öğrenci Dursun Önkuzu işkence yapıldıktan sonra pencereden atılarak öldürüldü.
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri “Süper Demokratik Sistem” dedikleri öğrencilerin ve asistanların eşit oy hakkına sahip olduğu sistemi kabul ettirdiler. Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin organize ettiği açık oturumda Dev-Genç, Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu ve Ülkü Ocakları’nın gençlik olayları tartışıldı. 20 Aralık 1970’te SDDF “silah bırak” haftasını ilan etti. Çok sayıda dernek çağrıya olumlu yanıt vermiş olsa da Dev-Genç 21 Aralık’ta yapılan basın toplantısında etkinliğe katılmayacaklarını açıklandı. Karşı tarafa güvenmediklerini gerekçe göstererek kendilerini savunmak adına silah bırakmayacaklarını söylediler.
Sol gruplar devrimin gerçekleşmesinin silahlı eylemlere ve gerilla mücadelesine bağlı olduğunu düşünüyorlardı. Mahir Çayan önderliğinde Türkiye Halkı Kurtuluş Partisi-Cephesi kuruldu. Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Cihan Alptekin ve Deniz Gezmiş, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu kurdu. İlk eylemlerini 11 Ocak 1971’de Ankara İş Bankası Emek Şubesi’ni soyarak gerçekleştirdiler. 12 Şubat 1971’de Ankara’da Ziraat Bankası Küçükesat Şubesi THKP-C’liler tarafından soyuldu. 4 Mart 1971’de 4 Amerikalı er kaçırıldı. Sol örgütler haklın ve ordunun kendilerine destek vereceklerini düşünüyordu.
9 Mart’ta sol görüşlü bir darbe olacak ve buna destek vereceklerdi. Ama düşündükleri gerçekleşmedi. 9 Mart darbe girişimini Memduh Tağmaç öğrendi. Darbeyi önlemek için ise 12 Mart Darbesi yapıldı. 1968’den 1970 yılına kadar yaşanan öğrenci hareketlerindeki şiddetin oluşmasında birçok sebep vardı. Polisin taraf gibi davranması, üniversite yönetiminin gençlerin isteklerine anlayışsız davranması, kamuoyunun dikkatinin ancak şiddet eylemleri ile çekilebilmiş olması ve barışçıl yollarla halledilemeyen sorunların şiddet ile çözüme kavuşturulması bu şiddetin en büyük sebepleri idi. Öğrenci olaylarının muhtıra ile son bulacağı düşünülse de olaylar ilerleyen yıllarda daha şiddetli bir şekilde devam etti.
Uzayla – Kültür Evreni
Yorumlar (2)
Bir yanıt yazın
Yorum yapmak için giriş yapmalısın.
Doyurucu bir içerik, eline sağlık ⭐
Teşekkür ederim 😊