25 Maddede Önemli Felsefi Akımlar

Ampirizm (Empirizm, Deneycilik) Nedir?

Ampirizm doğuştan gelen bilgimiz olmadığı konusunda kesin bîr yargıya sahiptir: Edindiğimiz her türlü bilgi duyularımızla algıladığımız şeylerdir. Dolayısıyla, bilimsel kestirimler yaptığımızda, hayal gücü yüksek öyküler yarattığımızda ve çevremizde olup biteni kavradığımızda, zihnimizin üzerinde çalışmakta olduğu şeyler, kesin olarak duyulardan elde edilmiştir.

Analitik Felsefe (Çözümleyici Felsefe)

Özellikle 20. yüzyılda Oxford’da çalışan felsefecilerin, Russell’dan başlayarak ve Wittgenstein ve Moore’un çalışmalarından geçerek felsefeye ilişkin benimsediği yaklaşıma verilen ad analitik felsefe olmuştur. Burada önemli olan, konuştuğumuz her şeyin, daha anlamlı olabilmesini sağlamak ve buradan hareketle (umulan o ki) felsefi sorunları çözebilmek amacıyla analiz edilmesidir. Amaç önermeleri mümkün olduğu kadar yalın unsurlara ayrıştırmak ve böylece bunların ifade ettikleri düşünülen anlam ile resmettikleri gerçek dünyada gönderme yaptığı şeyler arasında daha sıkı bağlar kurmaktır (dili resim olarak ele alan teori).

Anarşizm (Kargaşacılık)

Temsilcileri Proudhon, Stirner ve Bakunin’dir. Bu görüşe göre insan özü itibariyle iyidir, bu durumun devam edebilmesi için insanın özgür olması gerekir. Ahlak ve hukuk kuralları, devlet insan özgürlüğünü kısıtlar. Bu da insanın iyi olabilmesine engeldir. Bu nedenle her türlü kuralı, yasayı reddetmek gerekir.

Bilgi Teorisi (Epistemoloji)

Bilim, bilgi demektir, yani bilginin anlam, referans ve doğruluk açılarından incelenmesi olan epistemoloji ile yakından ilgilidir. Bilim (doğa bilimleri) fiziksel dünyayı ele alır, kimya, fizik ve biyolojiyi kapsar. Sonuçları açısından bakıldığında bilim muazzam başarılı olmuştur. Bundan kuşku duyacak biri varsa, biraz çevresine bakması ve bu kitap dahil gözüne çarpan ürünler üzerinde birkaç dakika düşünmesi yeterli olacaktır. Bilim felsefesi tümevarım ve tümdengelim, olaylarda nedenselliğin statüsü ve araştırılacak meseleleri kavramada zihnin ve duyuların rolü gibi konular üzerinde durur.

Determinizm (Belirlenimcilik)

Determinizm her olayın kendinden önce gelen bir nedeni olduğu görüşüdür. Görünürde pek basit görünen bu teori devasa düşünsel sonuçlar yaratır. Bunun anlamı gerçekleşen her olayın, mesela bir düşüncenin, öncesinde ortaya çıkan bir nedensel koşula mı bağlı olmasıdır? Bu, insanların hiçbir biçimde özgür iradeye sahip olamayacakları, her ne yapıyorlarsa bunun önceden bir nedeni olduğu, bu yüzden o nedene bağlı oldukları biçiminde okunmuştur. Benzer biçimde, gözlemlenen herhangi bir fiziksel olay, kendinden önce gelen bir nedene ya da nedenler dizisine sahip olarak görülmelidir: Ev alevler içindeyse, bunun bir nedeni olmalıdır.

Düalizm

Düalite (ikilik), görünürde birbiriyle bağdaşamayacak iki alana, örneğin zihin ve beden, iyi ve kötü, biçim ve içerik, özgürlük ve determinizm ya da varlık ve oluş gibi alanlara bölünen bir varlık veya sorunu anlatan bir terimdir. Bunların her birinde, bir tarafın ötekini dışlayacak biçimde var olduğu söylenir. Bu da her ikisinin de bağımsız bir varoluş sürdürebileceğini ima eder. Buna taraf olan düşünürler de buna yaslanarak görüşlerini geliştirirler.
Düalizm monizme karşı çıkar

Egoizm (Bencillik)

Egoizm, insanın kendisinin ya güdüleyici ahlaki güç olduğu ya da ahlaki davranışın amacı olduğu veya olması gerektiği anlamına gelir. İngilizcede var olan ikinci bir sözcük (egotısm – kendini beğenmişlik) ile ifade edilen şeyden, yani insanın kendi önemini veya işlerini (milliyetçiliğe benzer biçimde) psikolojik bakımdan aşırı değerli görmesinden ayrı düşünülebilir. Yani egoizm pozitif ve normatif etik olarak bölünebilir. Pozitif etik, egoizmin olgusal bir betimlemesidir: insanları güdüleyen kendi çıkar ve arzularıdır. İnsanları başka türlü betimlemek olanaklı değildir. Buna karşılık, normatif egoist etik insanların şu andaki davranışlarının ardında ne tür güdüler yatıyorsa yatsın, aslında böyle güdülenmesi gerektiğini Önerir.

Entüisyonizm, Sezgicilik

Fransız filozofu Henri Bergson, uzun yıllar felsefe profesörlüğü yapmış ve 1928 yılında Nobel ödülü almıştır. O, hem rasyonalizme hem de materyalizme karşı çıkar.Bergson’a göre gerçekten varolan, durağan madde değil süredir. Yani gerçeklik hayattır ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir ve bilebilir.

Fatalizm Kadercilik, Yazgıcılık

Her şeyin önceden doğaüstü bir güç tarafından belirlendiğini ve hiç kimsenin bu yazgıyı değiştiremeyeceğini savunur. Önceden belirlenmiş bu yazgıdan ötürü birey özgür değildir, dolayısıyla sorumluluktan söz edilemez.

Feminizm

Batıda popüler olan feminizm daha ziyade cinsiyetler arasında eşitlik talebine yaslanan ilk taktiği öne çıkarmıştır. Buna karşılık, radikal feministler patriyarka düzeni yerine bir matriyarka düzeni yönünde çalışmaktadır. Geleneksel katı patriyarka rejimleri altında yaşayan feministler ise kadının statüsünü düşük bir noktadan hareketle yükseltmeye çalışmaktadır.
Feministlerin öne sürdüğü şey, ekonomik, politik, hukuki ve manevi statü bakımından cinsler arasında var olan eşitsizliğin doğal olmadığı, kadınlar üzerinde hâkimiyetlerini sürdürmek için erkekler tarafından tasarlanmış bir kültürel tertip olduğudur.

Fenomenoloji

Fenomenoloji görünüşlerin araştırılmasıdır. Asıl varlık fenomenlerin içinde gizli olan “öz”dür. Bu görüşe göre “öz” fenomenin içinde vardır ve bilinç onu sezgiyle kavrayabilir.

Görecilik (Rölativizm)

“Peki, tamam, sen böyle düşünüyorsun, ama ben farklı düşünüyorum” dediğimizde de, ortaya yine göreci bir teori atmış oluyoruz; yalnız bu kez konusu bilgi. Her iki durumda da, düşüncenin sonucunun kişiye, yere ve/veya zamana göre olduğunu varsaymış oluyoruz. Yani iyi veya doğru kavramlarının doğası bağlama veya kişiye bağlı oluyor, tarafsız ve nesnel değil, dolayısıyla bilimsel ya da mantıksal olarak da türetilebilir değil.

Hedonizm

Hedonizm iyinin arayışı içinde olan bir etik idealdir. İyi, hedonistler tarafından hazzın peşinde olmak olarak tanımlanır. Haz esas olarak fiziksel süreçlerin uyarılması sonucu ortaya çıkar. Ama bazıları buna zihinsel süreçlerin de haz verebileceği türünden bir ekleme yapacaktır.
Ye, iç, mutlu ol, yarın ölebiliriz. (İmhotep)

İdealizm

Bazı düşünürler, dünyanın doğası üzerine düşünmeye başladıklarında, tek var olan şeyin düşüncenin kendisi olduğunu, maddi ve fiziksel olarak elle tutulur gibi görünen şeylerin aslında yalnızca zihinde yer alan fikirler olduğunu ileri sürmüşlerdir.

İndeterminizm (Belirlenmezcilik)

İndeterminizme göre insanlar ahlaki eylemlerde bulunurken özgürdür. Çünkü insan eylemlerini etkileyen, belirleyen veya kısıtlayan hiçbir etken yoktur. İnsan kendi özgür iradesini kullanarak özgürce eylemlerini yapar ve bu nedenle kişi davranışlarından sorumludur.

Maddecilik (Materyalizm)

Varlığın temeli, maddedir ve her şey maddi bir şeye indirgenebilmektedir. Materyalistler dünyanın tamamının doğasının maddi ya da fiziksel olduğuna inanırlar. Başka şekilde söylenirse, ruhlar veya gayri maddi varlıklar ancak bizim hayal gücümüzün âleminde var olabilir. Bu âlem bile fizikseldir.

Marksizm

Marksizm dünya tarihinde en etkili olmuş felsefi sistemlerden biridir. kapitalistin, emeklerinden başka hiçbir şeye sahip olmadıkları için kapitalistler hesabına çalışmaktan başka çareleri olmayan işçileri (makine ve fabrikalar ise kapitalistlerin elindedir) sömürdüğüdür. Bu ortaya basit bir ikilik çıkarır: Bu ikilik işçi sınıfını ayağa kalkıp üretim araçlarını ele geçirmeye ve böylece değerin tamamına el koymaya kışkırtmak için kullanılır.

Nihilizm (Hiççilik)

Felsefede nihilizm, hiçbir şeyin var olmadığını, hiçbir şeyin bilinemeyeceğini savunan görüştür. Nihilizm öğretisi, bilgi felsefesinde her tür bilginin bir aldanma olduğunu, bilginin olmadığını; ahlak felsefesinde insan eylemlerini belirleyen değerlerin olmadığını; varlık felsefesinde hiçbir şeyin var olmadığını savunur.

Ontoloji (Varlıkbilim)

Varlığın ne olduğunu, yani neyin var olduğunu sorduğumuzda (Ben neyim? Evren nedir? Ne vardır?) ontolojinin alanına girmiş oluruz. Konuya yaklaşmanın en iyi yolu sorular sormaktır.

Panteizm Tüm Tanrıcılık

Tanrı ile evreni bir, aynı ve özdeş kılan anlayıştır. Bu anlayışa göre, Tanrı’nın evrenden ayrı ve bağımsız bir varlığı yoktur. Aksine Tanrı doğada, nesnelerde ve her şeyde vardır. Her şey Tanrı’dır. Temsilcileri Plotinos, Bruno’dur.

Pragmatizm

Pragmatist, davranışlarını ve inançlarını, bunların işe yarayıp yaramadığına bakarak seçen kişidir. Bir edimden sonra başarı doğmuyorsa, pragmatist o edimi bırakır, başka birine yönelir. Doğruluğu ve gerçekliği tek yanlı olarak, yalnızca eylemlerin sonuçları ile değerlendiren ve onlara yalnızca sağladığı “fayda” olarak bakan akimdir.

Pozitivizm (Olguculuk)

Pozitivizm modern bilimi temel alan bilim dışı her türlü spekülasyonu reddeden bir felsefe akımıdır. Bu felsefi görüşe göre, dış dünyayı yalnızca duyu deneyi yoluyla bilebiliriz.

Rasyonalizm

Rasyonalizm bilgi hakkında bir teoridir. Şeyler hakkında nasıl bilgi edindiğimiz ve daha da önemlisi şeyler hakkında bilgimizin kesin olduğunu nasıl bilebileceğimiz hakkında bir teoridir. İster zihinsel ister zihin dışı olsun, şeyler hakkında bilgi edinmenin en iyi yönteminin zihnin ve mantık süreçlerinin kullanımı olduğunu iddia eder.

Stoacılık

“Doğaya uygun yaşa!”: Stoacıların düsturu budur. Bunun anlamı, doğanın hakkında bilgi edinebileceğimiz bir şey olduğu ve mantıksal bir sonuç olarak, dünya hakkında öğrendiklerimizi kendi hayatlarımıza uygulayabileceğimizdir. Stoacılık insan kapasitesinin en yüksek düzeyde kullanılmasına, ama aynı zamanda alçakgönüllülüğe ve kendine göre bir düzeni olan devasa bir evrende ne kadar zayıf bir durumda olduğumuzu anlama cesaretine bir çağrıdır. Stoacılık, Roma’nın filozof imparatoru Mar-cus Aurelius’u yönlendiren etikti. Bugün dahi bu okulun etkilerini hissetmekteyiz.

Kuşkuculuk (Septisizm)
Genel geçer doğru bilginin insan için olanaksız olduğunu dile getiren akıma, kuşkuculuk (septisizm) adı verilir. Bu akımın önde gelen temsilcileri, İlk Çağ felsefesinde Phyrrhon, Timon, Arkesilaus ve Karneades’tir. Bu anlayışa göre; duyularımızın bize sağladığı bilgi karmaşıktır, atlatıcıdır, değişkendir.

Uzayla – Kültür Evreni

Bir yanıt yazın