Siyah ve beyazdan insanoğlunun algıladığı ilk ve en çarpıcı renk olan kırmızı, gücün, sevginin, canlılığın, tutkunun ve güzelliğin rengi.
Tarihteki ilk görünürlüğü M.Ö. 16.500 – 15.000 yıllarında, Paleolitik Çağ olarak tanımlanan dönemde İspanya’da Altamira mağarasında hardaldan çizilmiş bir bizon figürü ile başladı. Paleolitik Çağ bulguları, kırmızı düzleminde incelendiğinde çeşitli hayvan, gemi ve insan gibi çizimlere rastlandı. Kanın, kalbin ve metallerin rengi ile birçok yerde karşılaşmak mümkündü.
M.Ö. 200 – M.S. 200 tarihlerinde Çin’de kurşun tetroksitten, Hindistan’da yetişen rubia bitkisinden ve asıl olarak kırmız isimli bir böcekten elde edildi. Kızıldereliler de rubia bitkisine sahipti ve bu bitkiden elde ettikleri rengi çok uzun yıllar boyunca Hintli keşişlerin cübbelerini boyama amacıyla kullandılar. İlk Amerikalılar da kırmız böceğinden kırmızıyı elde ettiler.
Kırmızı Rengin İmgelemi
Kırmızı, tarih boyunca pek çok duygunun ifade edilmesinde kullanılmış. Coşkuyu, mutluluğu ve en özel anları sembolize etmesine dair çokça kanıt mevcut.
Mısır mitolojisinde aşkın, neşenin, evlilik ve doğumun tanrıçası olarak bilinen tanrıça Hathor’a ait kırmızı akik kolye bulgusu, bu olguyu destekleyen önemli bir niteliğe sahip. Kırmızının Roma mitolojisindeki yeri ise yine benzer özellikte. Bu dönemde gelinler tarafından giyilen kırmızı şallar, onların sevgilerine ve sadakatlerine dair çok önemli bir simge olma değeri taşıyor.
Çin kültüründe de aşk ve evlilik imgelemlerinde kırmızının payı epey büyük. Geleneksel kırmızı Çin gelinliği Qipao, düğünlerde yoğunlukla tercih ediliyor. Hatta Çinli gelinler, kırmızı gelinlik giydikleri düğünlerinde kırmızı tahtlarla taşınıyor ve kırmızı halıda yürüyorlar. Çin felsefesinde kırmızı, dünyanın beş elementinden (ağaç, ateş, toprak, maden, su) birini yani ateşi simgeliyor. XIV. Louis’nin Charlemagne tarafından resmedilen portrelerinde otoritesinin sembolü olarak giydiği kırmızı ayakkabılarını anımsamış olmalısınız. İspanyol kültürü denince akla ilk gelen renk olan kırmızı, İspanyol danslarında, müziklerinde ve hatta kıyafetlerinde aşkı ve tutkuyu simgelemeye devam etmiş.
Farklı dini inanışlarda da göze çarpan kırmızıya dair en önemli örnek Hristiyanlık inancında bulunuyor. Hristiyanlık inancında kardinallerin kırmızı cübbeler giymeleri inançlarının ihtişamını ortaya koyma amacı taşıyor.
Feodalitenin sonunu, monarşilerin düşüşünü, devrimi, özgür dünyayı; aşkı, cesareti, tehlikeyi, fedakârlığı simgeliyor kırmızı.
Uzayla – Kültür Evreni