Merhaba bu yazımda sizlere yakın zamanda gidip gördüğüm ve her bir ayrıntısını incelediğim Dara Antik Kenti’nin kısaca bir tarihinden ve kendi gözlemlerimden bahsedeceğim.
Dara Antik Kenti Mardin’in güneydoğusunda bulunan ve tarihi M.Ö. 300’lü yıllara dayanan Pers krallığının askeri üssü olduğu düşünülen bir kenttir. Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius’un girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuştur.
Tarih boyunca pek çok uygarlığa da ev sahipliği yapmıştır. Dara Mezopotamya’da gerek askeri ve idari gerekse coğrafi konum olarak büyük öneme sahiptir. Dara isminin kökeni hakkında kesin yargılar bilinmemekle birlikte, Pers Kralı III. Darius’un Büyük İskender’e karşı yaptığı savaşta öldüğü yerin, sonrasında Dara olarak adlandırıldığı ve Dara isminin kökeninin de buraya dayandığı varsayılmaktadır. Bu kentte birbirinden farklı mezar alanları, surlar, sarnıçlar, kapılar, köprüler gibi birden farklı yapı ve mimari ise halen varlığını korumakta.
Gezerken özellikle dikkatimi çeken şeylerden biri bu kadar fazla mezar alanının olmasıydı. Aslında bu mezarlar M.S. 6. yüzyıl başında kentin inşası için taş ocağı olarak kullanılıyormuş. Daha sonrasında taş kesimi sonucu oluşan bu cepheler mezarlık alanına dönüştürülmüş. Burada birbirinden farklı üç mezar tipi bulunuyor. Bunlar, kaya mezarları (6-8. yüzyıl), lahit tipli mezarlar (6-8. yüzyıl) ve basit sanduka mezarları (8-14. yüzyıl).
Bu durum bize yüzyıllar boyunca farklı inanışlara ve uygarlıklara ev sahipliği yapan bu kentin zamanla bu değişimlerle beraber nasıl şekillendiğini de gözler önüne seriyor. Resimde görülen yapı ana kayanın oyularak yapıldığı üç katlı oldukça geniş bir mezar. Bu mezar odası Doğu Romalılar tarafından savaşta öldürülen kendi halkına ithafen yapılmıştır. Yapının girişine dini sahneler ve süslemeler işlenmiş.
Bu sahnelerle kutsal kitaplarda geçen ve “ruhlara nefes verilmesi ve yeniden dirilişin” canlandırıldığı Ezekiel (ölüleri dirilten peygamber) sahnesinin işlendiği yani burada insanların yeniden dirilecekleri gün için toplandıkları düşünülüyormuş ve yapılan son kazılarda bulunan kemik ve kafataslarına göre de bu insanların Ezekiel’in mucizesindeki gibi yeniden dirilecekleri gün için bu mezarda toplandıkları belirlenmiş.
İçeri girdiğinizde de yüzlerce insanın kemikleri ve kafataslarını yakından görebiliyorsunuz bu gerçekten de çok etkileyici. Bahsetmiş olduğum bu oda mezarlarda, pagan kültürüne ait ölü gömme şekli görülmektedir. Dara’daki halk, Hristiyanlığa geçmesine rağmen, çoklu gömünün yapıldığı bu oda mezarları ile pagan geleneklerini bir süre daha devam ettirmiştir. Paganizm, insan, hayvan, bitki ya da kaya olsun; yaşayan her ruhun kutsallığına ve doğaya duyulan saygıya dayanan çok eski bir inanç sistemidir. Romalılar için lahit tipli mezarlar ise, ruhların öteki dünyadaki mekânlarını temsil eder.
Yani bu inanca göre ölen kişinin ruhu bu mekânda oturacak ve korunacaktır. Roma dönemi lahitleri de bu anlayış ile şekillenmiştir ardından bir süre sonra Hristiyanlığın gelenekselleşmesi ile basit sanduka mezarlara gömü başlamıştır. Bu mezar tiplerinin ve inanışların yeniden dirilmeye olan inanç ile tek bir noktada birleştiği de gözlerden kaçmamalı.
Bir diğer ilgimi çeken yapı zindan olarak da bilinen büyük su sarnıcı. Yapının üzerine şu anda da kullanılmakta olan bir ev inşa edilmiş fakat buna rağmen yapı hala sapa sağlam varlığını koruyor ve açıkçası böylesine görkemli bir yapıyı görünce insan şaşırmıyor değil. Bu iki katlı yapının üzerinde şehrin katedrali yani büyük kilisesi bulunuyor fakat bunun sadece bir kısmına erişilmiş. Tarihçi Prokopius’a göre burası Dara’daki en önemli iki kiliseden biridir.
Dara antik kenti birden farklı mimari yapıyı günümüze kadar çok iyi bir şekilde taşımış ve kazı çalışmaları bildiğim kadarıyla devam ediyormuş. Beni etkileyen yapılar mezar alanları ve zindan olduğu için sizlerle kısaca bunları paylaşmak istedim. İlginizi çektiyse diğer yapıları kaynaklardan okuyabilirsiniz gayet güzel anlatmışlar. Yolunuz Mardin’e düşerse mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri diye düşünüyorum.
Umarım keyifli bir okuma olmuştur, hoşça kalın.
Kaynak:
http://www.mardin.gov.tr/dara-antik-kenti
Uzayla – Kültür Evreni
Yorumlar (2)
Bir yanıt yazın
Yorum yapmak için giriş yapmalısın.
Zevkle okudum @mevruska
Teşekkür ederim, çok sevindim.