Roma İmparatorluğunun çöküşü M.S. 4.yy’da Hunlar’ın başını çektiği kavimler göçünün başlaması çöküşün en önemli sebepler arasındadır. Hunlar Orta Asya’dan bozkırın çetin şartları gereğince yeterli tarım yapılamaması ve siyasal çatışmalar neticesinde önüne aldıkları barbar kavimler Avrupa’ya doğru Avrasya’dan yol almaktaydı. İlk karşılaştığı Cermen halkı Doğu Cermenlerden Karadeniz’in Kuzeyinde yaşayan Ostrogotlar’dı ve onları 375 yılında ağır bir şekilde mağlup ettiler.
Hun boyunu oluşturan milletler Türkler ve Moğollardır. Atilla önderliğindeki Hun ordusu Vizigotları, Vandalları, Ostrogotları, Saksonları, Galyalıları, Burgonları önüne katarak Avrupa’ya gelmiştir. Bu dönemde Tarihte ilk kez kasıtlı olarak Roma İmparatorluğu tarafından, Vizigotlar’ın 376 yılında Tuna Nehrinin doğusuna yerleşmesine İmparator Valens tarafından izin verilmiştir. Bu iznin verilmesinin sebepleri ise Vizigotlar’ın Hunlara karşı bir set görevi görmesi düşüncesidir. Vizigotlar’ın yerleşmesi sonrasında imparator, Vizigotlar’ın isteklerini karşılayamayacağını söyleyince barbar Cermen kabilesi silaha sarılmıştır.
376 yılında Adrianapolis’de (Edirne) yapılan savaş neticesinde İmparator Valens ölmüştür. Bunun üzerine İlk defa Roma 410 yılında barbar bir kavim olan Doğu Cermenler’den Vizigot Kralı I.Alarik tarafından yağmalanmıştır. Roma’nın çöküşünde sadece Hunlar’ın veya çeşitli barbar kavimlerin etkisi yoktur. Roma emperyal bir devletti yani gelişmeye dayalı sömürgeci bir devletti sürekli savaşıp hazine elde etmesi gerekiyordu. Roma üretken bir devlet olmadığı için yeni yerler fethedememesi sonunu hazırlamıştır. Para çok fazla değer kaybetmiş önceden lejyonerlere Gümüş para ödenirken bu zamanla gümüş görünümlü bakıra dönmüştür.
Para sürekli değer kaybettiği için soylular döneminde değer kaybetmeyen tek şeye yatırımda bulundular toprağa. Bu da feodalitenin doğuşunu hazırladı. Soylular kırsal kesimlere yerleşmişler, devasa arazilere kalelerini, saraylarını yapmışlar ve barbarların istilasından kaçan Romalıları ve diğer halkları da kendileri için çalışmaları karşılığında himayelerine almışlardır. Bu da selfliği doğurmuştur.
Çöküşün sebeplerinden bazıları da şunlardır: Barbarların ülkenin her kesimine dağılması ve bunun git gide normalleşmesidir. Bu normalleşme neticesinde Romalı halkında barbar kültürüne ilgi duymaya başlaması ve buna bağlı sebeplerden Roma’da barbar giysileri ve giyim kuşam teknikleri yasaklanmıştır. Örneğin bol pantolon, uzun saç gibi. Bu dönemde Vizigotlar İspanya’yı, Vandallar Roma’nın tahıl deposu olan Kuzey Afrika’yı, Saksonlar Britanya’yı, Burgonlar Alplerin batısını işgal etmiştir. Doğu Cermenlerin çoğu Ariusçu Hristiyanlığa mensuptu. Arius Hristiyanlığı Hz.İsa’yı tanrıdan aşağıda gören ve tanrının üstünlüğüne dayalı bir mezheptir. Hz.İsa’yı yarı-tanrı olarak görürler. Bu mezhepte bulunan milletler Vandallar, Gotlar, Ostrogotlar, Vizigotlar gibi Cermen kavimleriydi.
Bu kavimler Roma İmparatorluğu genişlemeden önce Hristiyanlığı kabul etmişlerdir. Romalılar ise katoliktir. Hunlar’ın başındaki Tanrının kırbacı lakaplı Atilla hiç bir şekilde yenilmeden seferlerine devam ediyordu. Atilla’nın aldığı tek yenilgilerden biri olan General Aetius’un Vizigotlarla ittifak yapması üzerine Galya’da Moirey düzlüğünde yapılan savaş neticesinde bir kez yenilmiştir ama bu yenilgi ezici bir yenilgi değildi. Ertesi yıl Atilla çok daha kalabalık ve güçlü bir orduyla İtalya’nın üzerine yürümüştü. İtalya’nın tahribinden sonra Papa I.Leo ile yaptığı görüşmeler neticesinde İtalya’dan çekilmiştir ve beklenmedik bir şekilde 453 yılında ölmüştür. Atilla’nın ölümü üzerine Hunlar dağılmış ve Macaristan’a çekilmişlerdir.
Bunun üzerine değişen güç dengeleri neticesinde Vandallar’dan Odoacer Roma’yı işgal etmişti. Bu tarih sıklıkla Batı Roma’nın yıkıldığı tarih olarak kullanılır. Ama Odoacer Doğu Roma imparatoruna biat etmiş ve başka bir imparatora gerek olmadığı ona söylemiştir. Doğu Roma’ya bağlıydı ama Tarihte ilk kez Roma, bir barbar tarafından yönetiliyordu. Hala Senato işlevini yürütüyordu, konsüller seçilip senato toplanmaya devam ediyordu ama barbar bir kralın Roma’yı yönetmesi sebebiyle Roma nüfusunda şehirlerde yaşayan insan nüfusu çok hızlı bir şekilde azalmıştır ve istihdamı korumak amaçlı bazı kanunlar getirilmiştir.
Bunlardan bazıları şu şekildedir. Bir fırıncının oğlunun da fırıncı olması hatta fırıncının oğlunun başka bir fırıncının kızıyla evlenmesi gerekliliği gibi bu Hindistan’daki kast sistemine benzemektedir. Odoacer diğer barbarlara nazaran reformist bir insandı halkına Roma’nın bilgeliği aşılamak için çok çabalamıştır. Tuhaf olan olay ise Romalı barbarların Roma’ya çok sadık bir şekilde hizmet etmesidir. Roma hukuk ve kültürden var olmuş bir devletti barbarların Roma gibi büyük devletler kuramamasının başında bunlar gelir. Kendileri dişe diş göze göz benzeri çok basit bir hukuk sistemini kullanıyordu. Çoğu Cermen kavimlerindekiler okuma yazma dahi bilmiyordu.
Bu dönemde Aziz Augustinus çok önemli bir öneme sahiptir. Kendisi “Tanrının Krallığı” adlı eseriyle Vandalların Kuzey Afrika’yı işgalini işlemiştir. Kilisedeki hiç bir cemaatin kalmadığına emin olmadan kaçmalarını yasaklamıştır. Kendisi Vandalların halkı katletmesi, barbarca davranışlarının dünyevi olduğunu önemli olanın Tanrının Krallığı olduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerine şu sözleri söylemiştir. “Hayatımızı, mallarımızı, şerefimizi, çocuklarımızı ve karılarımızı alsalar da bunun onlara faydası çok azdır. Çünkü bunların hepsi yok olacak. Tanrı’nın şehri, ebedi kalacak olan.” Vandal işgali sırasında kaçmayıp ödürülmüştür. Paganlar için ise imparatorluğun yıkımının cevapları açıktı.
Yıkımı halkın pagan inancını terk edip Hristiyan olmasına bağlıyorlardı. Hristiyanların her şeyi dinin altında tutması bunun bir göstergesidir onlar için en önemli tanrının krallığıydı kendilerini öbür dünyaya hazırlıyorlardı. Roma düşmüştü ama İsa yükselmişti. İnsanlar Ariusçu barbar Hristiyanların istilaları sonucunda kiliseye sığınmıştı.493 yılında Ostrogot Kralı I.Teoderik (Büyük Teoderik) İmparator Zeno’nun isteği üzerine Odoacer’den tahtı alıp onu öldürtmüştür. Teoderik Konstantinopolis’e zamanında barış anlaşmasının simgesi olarak esir verilmişti.
Orada iyi bir eğitim aldığı düşünülmektedir. Çünkü kendisi İtalya’da çeşitli bazilikaları tamir ettirmiştir bu da Roma kültürüne ilgisinin fazla olduğunun göstergesidir. Kendisi İmparatora saygı duymaktadır. Tahta çıktığı zaman bastırdığı paralarda İmparator Zeno’nun paranın arka yüzeyinde resminin yer alması gibi örnekler verebiliriz. Teoderik başkenti asırlardır yıkılma korkusuyla dolmuş Roma da değil Ravenna’da kurmuştur. Şehirler terk edildiği için çoğu ev hırsızlar tarafından yağmalanmıştı. Kolezyum ve Pompei tiyatrosu tahrip edilmişti.
Bunları gören Teoderik İtalya’yı eski şanlı günlerine döndürmek için elinden geleni yapacaktır. Kendisi İmparatora saygı duymaktadır ama sadece imparatorların önünde diz çökülmekteyken Teoderik de kendi önünde diz çökülmesini istemiştir ve bunu uygulamıştır. Teoderik bu dönemde Barbarlar ile Romalıları aynı mahkemelerde yargılamayı denemiştir ama Roma da iki tür mahkeme vardır 1-sivillerin yargılandığı mahkemeler 2-askerlerin ve askerlerin ailelerinin yargılandığı mahkeme olarak ikiye ayrılır. Roma’da Romalılar’ın çoğu sivildi Ostrogotlar’ın hepsi askerdi bu hukuk sistemi başarılı bir şekilde uygulananamıştır. Bu dönemlerde 506 yılları sırasında Ariusçu Franklar Katolik mezhebine dönmüştür.
Theoderik 523 yılında İtalyanlar’ın silah taşımasını yasaklamıştır bu sıralarda İmparator I.Justinianus ile arası bozulmuştur. Theoderik’in ölümü üzerine İmparator Justinianus Batı Roma’yı ve Afrika’yı geçici süreliğine egemenliği altına alacaktır. Theoderik döneminde mezhep ayrımı yapmamış ancak Bu ayrımı Papa I.Ioannesi Konstantinopolis’e elçi olarak yollaması ve Papa’nın imparatorun taç giyme törenini bizzat yönetmesi, üzerine döndüğü zaman Papayı hapsettirmiştir ve hapiste ölmüştür.Sonrasında Teoderik Tüm kiliselerin Katoliklerden Ariusçulara devredilmesini emretmiştir. Bu emrinin hemen sonrasında ani bir şekilde ölmüştür(526) Katolikler bunu tanrının ilahi gücü olarak yorumlamıştır.
Bu makalede Batı Roma’nın 395 yılında ayrılmasından sonra 456 da barbar kavimlerin yönetimine geçmesi neticesinde yıkımı işlenmiştir.