Pantolon almak için bir alışveriş merkezine gittiğinizi tasavvur edin. Gittiğiniz bu alışveriş merkezinde size uygun 3 farklı mağaza var. Siz de bu 3 mağazadan birine gittiniz. Karşınıza 4 farklı kalınlıkta ve 3 farklı renk seçeneğine sahip pantolonlar çıkıyor. Siz tek tek denemeye başladınız bile; fakat fark ettiniz ki hepsi birbirinden şahane ve seçim yapmakta zorlanıyorsunuz.
Alışverişiniz çoktan bir çileye dönüştü. Aslında tek seçenek olsa siz almak için onda karar kılacaktınız fakat pek çok seçenek olduğu için giderek mutsuz olmaya başladınız. Seçenekler çoğaldıkça daha özgür olacağınızı zannederken tam aksine sürekli ikilem arasında kalıyorsunuz.
”Birkaç seçenekle tatmin olursunuz. Birçok seçenekte boğulursunuz.”
Bolluk Paradoksu, Barry Schwartz
Geçmişten örnek vermek gerekirse; televizyonun henüz yeni yeni yaygınlaştığı dönemi hayal edin, oldukça az kanal vardı ve seçme şansınız azdı, dışarıya gezmek için çıktığınızda gezilecek alışveriş merkezleri 1-2 taneydi, bir ürün alacağınızda karar mekanizmanızı fazla zorlamıyordunuz.
Günümüzde, neredeyse pek çok şeyde ne kadar fazla seçeneğimiz olduğunun farkında mısınız? Bir film izlemek istediğinizde, kitap okumak istediğinizde, restaurantta menüden sipariş verirken… Bu seçenek bolluğunun sizi daha düşünceli davranmaya itmesinin yanı sıra zamanınızı da bir hayli alıyor.
Çoğu zaman şunu düşünürüz: ”O kadar çok seçenek var ki, bir türlü karar veremiyorum.” Bu düşünce bizi eylemsizliğe sürüklüyor. Seçim hakkına sahip olmak, özgürleştirmekten çok, felç yaratan bir durum haline geliyor ki sonucunda da mutsuz oluyoruz.
Bunun nedeni de kararımız ne olursa olsun gözümüz hep diğer seçenekte kalıyor. Doğru seçeneğin ne olduğu konusunda bir anlamsızlık yaratıyor.
Bolluk Paradoksu
Barry Schwartz, 2004 yılında yayımladığı ”Bolluk Paradoksu” (Paradox of Choice) adlı kitabında; ”son on yılda, insanlara hep daha fazla seçenek sunmanın üç ana olumsuz sonucunu gördük. İnsanlar seçim yapmayı erteliyorlar, kendi çıkarlarına ters düşse bile oyalanıyor. Daha kötü tercihler yapıyorlar” demiştir.
Bir seçim yapmanız gerektiğinde; seçmemek de bir seçimdir.
William James
Seçeneklerin artması ile daha kapsamlı bilgiye ihtiyaç duyuyoruz ve bu da beraberinde hata yapma olasılığından dolayı kişiye olması gerekenden daha fazla sorumluluk yüklüyor.
Uzayla – Kültür Evreni