Gün geçiyor. Hayat evriliyor. Biz değişiyoruz. Önceden yaptığımız birçok aktivitenin formları değişti. Artık kitap dinliyoruz örneğin. Gözlerle takip edip altını çizmiyor onun yerine kulak verip önemli noktaları yakalıyoruz. Tekrar tekrar dinleyebiliyoruz şu cümleyi:
“Zaferlerin en şanlısı, kan dökülmeden elde edilen zaferdir.”
Utopia, Thomas More
Zaferin en şanlısının, bilimle, sanatla ve iyilikle olacağını düşünüyoruz tam o anda. Ya da Louvre’a gitmek için para harcamıyor, internet üzerinden sanal turla görebiliyoruz o güzel eserleri. Elbette gerçeğini tutmuyor ama teknoloji bize güzel nimetler sunuyor. İşte bu teknoloji arasında yeni bir yayın ağı doğdu.
Podcast. İnsanların düşüncelerini, hikayelerini size sesli olarak aktarabildiği bir tür. Dünyada daha fazla talep görüyor olsa da ülkemizde de gelişmeye ve keşfedilmeye başlandı. Birçok platform üzerinde yayın yapma imkanı sağlayan podcast yayıncılığı farklı kesimlerden, farklı yaşamların seslerini duymamızı sağlıyor. İşte o farklı hayatlardan bir ses olan Tek Kişilik Vals’i tanıtacağım size.
Tek Kişilik Vals, genç bir kadının sesi. Bazen içinde bulunduğu toplumla savaşan bazen yılların getirdiği bağlarla güç bulan bir kadın. Seven, sevilen, üzen, üzülen, düşünen, sorgulayan bir kadının öyküleri, denemeleri var içeride. Peki neden tek kişilik vals? Vals bir çift dansıdır. Kabul görülen şekliyle kadın ve erkeğin ahenkli uyumu barındırır.
Bir nokta etrafında sıkıca bağlanmış iki insanın farklı görünümlerini görürsünüz. Ama bu kadın, valsi bu kadar sevmesine rağmen bu dansı yapacak bir partner bulamıyor. Çünkü müziği onun gibi duyan, onun gibi hisseden ve onun gibi dans eden kimse yok yaşamında. Kimse yok diye vals yapmasına engel değil bu durum. O da kendi benliğiyle valse kalkıyor, dans ediyor.
Biricik ama aynı diğerleriyle. Nadide özelliği müziği duyabilmesi ve ona uyum sağlayabilmesi. Müziği ilk duyduğu an Mabel Matiz’in “Vals” şarkısını dinlediği zamanmış. Mabel diyor ki: “Tek başına bir vals bu, her daim çalmaz.”. Bu kadın valsın son ses çaldığını fark etmiş hayatında. Onunla dans etmesi ve ruhuna giden o yolculukta her şeye rağmen yürümesi gerektiğini idrak etmiş. Vals eşliğinde özüne giderken de yazdıklarını “Tek Kişilik Vals” de seslendirmeye başlamış
Amatörce yazdıklarını seslendiriyor bu kadın. Bazen savaşıyor kendiyle, toplumla bazen hayran kalıyor kendine, topluma, dünyaya. Ama her şeye rağmen gerçeği arıyor, hikayelerde, şarkılarda, insanlarda… Artık yeni bir konsepte geçmeye hazırlanıyor. “Ben de bu hayatta tek kişilik valsimi yapıyorum, benim dansımı duyan birileri olsun.” diyenleri Tek Kişilik Vals’e davet ediyor. Eğer sizde sesim bir yerlerde yankılansın duyan olur belki diyorsanız, ulaşabilirsiniz.
Hepinizi valse davet ediyor, her daim müziği duyabilmenizi temenni ediyorum.
https://www.instagram.com/tekkisilikvals/
Uzayla – Kültür Evreni