Hiç düşündünüz mü? Karşımıza çıkan kahramanların (kitap karakteri, film karakteri, oynadığımız oyundaki karakter) hepsi bizde aynı etkiyi yaratıyor. Hadi gelin bunun nedenini birlikte düşünelim. Ben kendi düşüncemi ortaya atıyorum şu an. Bunun iki nedeni var bence. Bir, kahramanın yolculuğunda attığı adımlar ki bu yolculuğu sadece A noktasından B noktasına gitmek olarak düşünmeyin. Bu adımlar içsel yolculuk da olabilir, ilahi bir arayış da olabilir, birini tanırken yaptığımız keşifler dahi olabilir. Bu yolculukta çok anlamlı düşünmemiz şart yoksa işin içinden çıkamayız.
İki, özdeşleşme yani kendimizi kahramanın yerine koyma, onunla empati yapabilmek diyebilirim kısaca. Bazı kahramanların başına gelenler bizim başımıza gelmiştir ve onun ne hissettiğini, ne düşündüğünü çok derinden hissederiz. Bu durumda istemsizce kendimizi kahramanın yerine koyarız ama bazen kahramanların aldığı kararlar saçma gelir ve onu suçlarız, ona yükleniriz kendimizi onun yerine koyamayız.
O Zaman Kahramanın Yolculuğu Başlasın
Not: Bazı Joseph Campbell’in ‘Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’ kitabından ve Alper Kaya’nın Youtube videosu ‘Kahramanın Sonsuz Yolculuğu Ve Biz’ videosundan esinlenerek yazılmıştır.
Kahramanımızın yolculuğu başlasın o halde. Dediğim gibi bu yolculuğu sadece A noktasından B noktasına giden bir rota olarak düşünmeyin. Bu yolculuk çok çeşitli olabilir.
Kahramanımız gündelik hayatında hiçbir beklenmedikle karışılacağını bilmeden mutlu bir şekilde yaşamını sürdürmektedir çünkü kahramanın macerasını tanımamış ve kendini tanımamıştır. Mitlerden ve gerçek hayattan yola çıkarsak eğer kendini tanımayan kişi mutlu, huzurlu bir hayat sürdürüyordur ama es geçtiğimiz, üstünde çok düşünmediğimiz bir konu var ki o da; hiçbir mutluluk sonsuza dek sürmez bu durum kahramanımız için de geçerlidir. Kahraman macera yolunda adım adım atmak zorundadır bu kendini tanımak ve konfor alanından uzaklaşmak için şarttır. Kahraman istemese de macera yolunda yürümek zorundadır.
Not: Kahraman hangi dünyaya ait olursa olsun onun atlayacağı eşikler aynıdır. Her kahraman aynı yoldan ilerlese de aldığı mesaj ve edindiği tecrübe farklıdır.
Joseph Campbell’e göre bu yolculuğun 3 ana başlığı vardır.
- Yola Çıkış
- Erginleme
- Geri Dönüş
Joseph Campbell Yola Çıkış’ı 5 Ana Başlıkta Topluyor, Bunlar;
- Maceraya Çağrı
- Çağrının Reddedilişi
- Doğaüstü Yardım
- İlk Eşiğin Aşılması
- Balinanın Karnı
Yola Çıkış
‘Maceraya Çağrı’ maceraya başlamanın bir yolu da şudur: Bir hata görünüşte sadece tesadüf veya beklenmedik bir hata görünüşte sadece tesadüf beklenmedik bir dünyayı ortaya çıkarır. Freud’a göre kazalar tesadüflerden ibaret değildir. Bastırılmış arzuların ve çatışmaların sonucudur. Harekete geçen güçlerin ilk dışavurumu habercidir. Habercinin varlığı ile beraber ortaya çıkan krize ‘maceraya çağrı’ denir. Gündelik hayatını hiçbir beklentisi olamadan kahraman bir haberci ile bir kriz yaşatılır bu kriz maceraya çağrıdır. Maceranın çağrısı korkutucudur ve buna evet diyebilmek çok zordur. Konfor alanında çıkıp kendini tanıma yolunda adım atmak herkesin harcı değildir. İlk adımı atmak kolay değildir.
Çağrının Reddedilişi
Bu aşamayı iki kısımda değerlendirebiliriz. Bir direkt reddedenler, iki sonradan kabul edenler. Çağrıyı reddedenler lanetlidir, kötülük doğurur çünkü insan kendi hayatının yolculuğunu ve iki dünyanın efendisi olma amacını kabul etmemiştir. Bu reddedişten sadece kötülük meydana gelir. Çağrıyı reddedenler yaşadığı dünyayı hak etmez bu yüzdendendir ki dokunduğu her şeyi yok edecektir. Çağrıyı reddedenler kaybetmeye mahkûmdur.
Kahraman çağrıyı sonradan kabul ettiyse macera başlar. Kahraman ilk seferinde kabul etmez çünkü bir bilinmeze çıkmak her zaman kolay değildir. Konfor alanından çıkıp yeni bir yola çıkmak bu alanda kendini tanıma yoluna girmek ürperticidir.
Doğaüstü Yardım
‘‘Çağrıyı reddetmemiş olanlar için, kahramanın yolculuğunun ilk karşılaşması, maceracıya mücadele edeceği ejder güçlerine karşı tılsımlar sağlayan, koruyucu bir figürdür’’. Kahraman yola çıkmadan önce karşılaşacağı macerada ejderhalara karşı tılsımlar sağlayan koruyucu bir figür elde eder. Kahramanın sihirli figürü her zaman aynı olmayabilir. Bu figür bir nesne, insan, buda, eski bir fotoğraf olabilir. Bu doğaüstü yardım kendini bulmada yardım, güç veren, düştüğünde kalkmasına ve tekrar devam etmesine yardımcı olan bir figürdür. Bu aşamada kahraman artık mücadele etmek için yola çıkmaya hazırdır.
İlk Eşiğin Aşılması
Bu adım kahramanın var olduğu dünyayla, gideceği dünya arasındaki eşiktir… Bu eşiğin gerisi yani yaşadığı dünya kahramanın konfor alanıdır. Kahramanın becerilerle donanıp, aydınlanıp, ergin ve yetişkin duruma gelebilmesi için bu eşikleri aşması yani konfor alanından çıkması lazımdır. Bu alandan çıkmak kolay değildir. Kahraman konfor alanından çıkmamak için en başta direnecektir. Eşik muhafızları da bu alandan çıkmasına pek yardımcı olmayacaktır, üstelik bu konuda zorluk çıkaracaklar. Kahramanın ilk savaşı dışarı adım atmak olacaktır. O eşiği aşmak, eşiği aşmada muhafızları atlatmak. Bu muhafızlar kahramanın ailesi, dostu veya onu bağlayan herhangi bir şey olabilir. Kahraman artık macera davetini kabul etmiştir bu yoldan geri dönüş yoktur. İlk eşiği atlamaktan başka çaresi yoktur.
Balinanın Karnı
Bu adım yeniden doğuşu temsil eder. Kahramanı burada yok oluş, kayboluş beklemektedir çünkü kahramanın yeniden doğması lazımdır. Kahramanın fiziksel açıdan ikinci kez yeniden doğması mümkün olamayacağı için yok olması, ölmesi lazımdır. Bir nevi ölüp yeniden dirilmek de bir yeniden doğuştur. Tam burada balinanın karnı ne alaka diye düşünebilirsiniz ama şöyle düşünün balinanın karnı kahramanın yok olmadan önce sığındığı limandır. Balinanın karnı; kahramana hiçlikle bir olmak, aydınlanmak ve yeniden ölüp yeniden dirilmek için bir sunulan imkandır. Artık bu aşamada kahraman konfor alanını terk edeli çok olmuştur. Kahraman artık bu aşamada yola çıktığı kişi değildir. Kahraman şimdiye kadar verdiği mücadelelerle birlikte bir erginleme ve tecrübe kazandı artık istese de eskisi gibi olamaz yani yola çıkmadan önceki karakterine sahip değil. Kahraman burada yeniden dirilerek yolculukta vereceği savaşlara karşı güç kazandı. İçindeki cesareti buldu da diyebiliriz. Balinanın karnı yolculuğun başlangıcının son aşamasıdır.
Joseph Campbell Olgunlaşmayı (Erginleme) 6 Ana Başlıkta Topluyor, Bunlar;
- Sınavlar Yolu
- Tanrıçayla Karşılaşma
- Baştan Çıkarıcı Olarak Kadın
- Babanın Gönlünü Alma
- Tanrılaşma
- Nihai Ödül
Sınavlar Yolu
Kahraman kendi benliğini bulmak için yola çıktı. Kahraman iradesine ve yanına aldığı doğa üstü yardımlara sahip. Kahramanın burada vereceği sınav en zoru çünkü bu aşamada kendine kendisine ispatlaması lazım. Kahraman sınavlar yolu aşamasında kendini kendine ispat etmesi için zorlu sınavları atlatması lazım. Bu sınavları atlatan kahramanın vücudunda bir yaza bir izi olarak kalacaktır. Kahraman tam da bu aşamada sahip olduklarının ve sahip olamayacaklarının bilincine varır.
Tanrıça İle Karşılaşma
Genelde bütün engeller, devler, canavarlar aşıldığında gelen en son maceradır. Başarılı kahramanın-ruhu Dünyanın Kraliçe Tanrıçasıyla mistik evliliği olarak sunulmuştur. Bu en alt noktadaki, zirvedeki ya da dünyanın en ucundaki kozmosun orta noktasındaki, tapınağın sunak yerindeki ya da kalbin en derin noktasının karanlığındaki krizdir. Mitolojide kadın bilenebilen bütünü temsil eder. Kahraman kadını bilmeye gelir. Yaşam denen öğretici, olgunlaştırıcı yolda yürürken tanrıçanın biçimi için bir dizin değişimden geçer kahraman. Tanrıça hiçbir zaman kahramandan büyük olamaz ama Tanrıça kahramanın kavrayabileceğinden daha çoğunu vaat eder. Tanrıça kahramanı cezbeder, rehberlik eder, zincirlerini kırmasını sağlar. Eğer kahraman Tanrıçanın arzusuna uyabilirse ikisi bilen ve bilinen, her türlü sınırlamalardan kopacaktır. Kadın duyusal maceranın zirvesine götüren rehberdir.
Baştan Çıkarıcı Olarak Kadın
Baba, anne ile yaşadığımız cennete giren ilk kişi olarak bizlerin bir düşmanı haline geliyor. Bu yüzden hayatımız boyunca bilinç dışımızdaki tüm düşmanlar babanın temsili haline geliyor. Kişi babasını öldürünce özgür, annesini öldürünce birey olur. Buradaki öldürme kavramı gerçek anlamda kullanılmamaktadır. Anne kavramı, bizi doğuran annelik sıfatı dışında bir kimliği olmayan sadece doğurduktan itibaren çocuğu için var olan bir şeydir ama zamanla Anneyi bir kişi olarak görmeye başlarız. Anne sıfatından ayrı bir kişi olarak baktığımızda öldürme eylemi gerçekleşir. Artık anne, babayı kendin gibi görmeye başlarsın.
Bunu kahraman uyarlarsak eğer kahraman artık olgunlaştı. Tüm aşamaları halletti, sınavları verdi en ama en önemlisi de kozmos anne ve babasının birey olduğu bilincine varıp onları öldürdü.
Babanın Gönlünü Alma
Çocuk doğduğu andan itibaren annenin koruması altındaydı ama zaman geçtikçe annesinin koruma alnından çıkıp yetişkin dünyasına adım attığında ruhsal olarak babanın alnına geçiş yapmıştır. Baba genç varlığın dünyayla yüzleşmesinde rol sahibi bir rehberdir. Daha önceden annenin üstlendiği iyi ve kötünün temsilini artık baba üstlenmiştir ama bu aşamada yeni bir mücadele ögesi vardır. Yaşanan mücadelenin ardından kişi baba, annenin gerçek yüzünü görür ve anlar ikisi bir olur. Oğul babasıyla çatışmaya girerken kız annesiyle çatışma halindedir
Tanrılaşma
Kahraman bir birey olduğunun bilincine ulaştı. Bir birey olabilmek için kozmik anne ve babasıyla barışması ve onları gerçek birer kişi olarak görmesi lazım. Kahraman bu aşamada kendisiyle babasının/annesinin bir olduğunu bilir ve onun yerine geçer.
Nihai Ödül
Kahraman türlü engeller zorlu sınavlar atlattı. Varlığın ve yokluğun sınırlarında hayatların üstüne kumarlar oynadı. Benliğinin sınırını keşfettikçe karanlığa gömüldü. Karanlıkta hangi yolun kahramanı aydınlığa çıkaracağını bilmeden yürümeye devam etti. Kendini, yaşamı ve tanırları sorguladı hatta alaşağı etti. Buradaki en önemli ödül kendini tanıması oldu. Neleri yapabilmeyi veya yapamayacağını anladı. Kahraman artık iki dünyanın efendisidir. Kahraman yanılsamalardan ve geleneklerden kurtuldu. Tekinsiz yollardan başarıyla geçti Kahraman bu aşamada gerçeklerin ve hikayelerin efendisi olmaya hak kazandı. Kahramanın savaşı burada bitmiyor bölüm sonu canavarı diye adlandırabileceğimiz bir düşman var karşısında ‘kendisi’. Daha doğrusu kibriyle.
Geri Dönüş
Joseph Campbell Geri Dönüşü 6 Ana Başlıkta Topluyor, Bunlar;
- Dönüşün Reddedilişi
- Büyülü Kaçış
- Dışarıdan Gelen Kurtuluş
- Dönüş Eşiğinin Aşılması
- İki dünyanın ustası
- Yaşama Özgürlüğü
Dönüşün Reddedilişi
Kahraman sınavları atlattı, prensesi kurtardı, savaşı sağ salim atlattı, ejderhayı yok etti yani nihai amacı neyse onu gerçekleştirdi. Peki yola çıkış amacını hallettiyse yani verdiği mücadeleyi kazandıysa kahraman ne yapacak? Bu dünyada mı kalacak? Yoksa yolculuğa başladığı yere geri mi dönecek? Dönerse uyum sağlayabilecek mi? Çünkü yola başladığı kişi ile şimdi ki kişi arasında uçurum var. Yola çıkmadan önce kendini tanımıyordu, macerayı bilmiyordu ama artık biliyor fakat bu dünyada da yaşayamaz. Şu anda var olduğu dünya ona ait değil o yüzden bu dünyada da varlığını sürdüremez. Şu anda yaşadığı yerde görevi bitti üstelik kahramanın artık daha büyük bir görevi var. Geri dönüp aydınlanmasını aktarması lazım.
‘‘Her şeyi yaratan hiçliğin iletisini, kendi duyularının açık kanıtında ısrar eden insanlara nasıl iletecek’’.
Büyülü Kaçış
Bu aşamada dönmeye karar veren kahramanın yaşadığı zorlukları, dönmesini engellemeye çalışan zorlukların üstesinden büyülü bir şekilde kaçmasını sağlıyor. Dönüş yolundaki her kavganın özü aynıdır. Kahraman her şeyi gördükten sonra iki dünyanın da (yolculuğa başlamadan önceki var olduğu yer, yolculukta ulaştığı yer) aynı ve anlamsız olduğunu gördükten sonra o bunun anlamsızlığını anlatmak zor gelir. Bir de kahramanın dönüp anlattıktan sonra barınma sorunu da var.
Dışarıdan Gelen Dönüş/Dönüş Eşiğinin Kırılması
Kahraman yolculuğu tamamladığı için artık kutsaldır. Kahraman bu kutsallığı korumak adına yalıtımsal (ayrıştırıcı) kararlar almalıdır. Peki neden? Dediğim gibi kahraman artık kutsal biri ve bu kutsallığın temiz kalması lazım. Kahraman güvenliği için var olduğu toplumdan bir nebze yalıtılmaması lazımdır. Yalıtılmak derken kahraman toplumla aynı değildir yolculuğu onu değiştirmiştir o yüzden bir farklılığı olmalıdır. (Ayrıştırılmayı şöyle düşünebiliriz; diğerlerinden farklı şekilde gözükmesi lazım ki insanlar onun özel olduğunu anlayabilsin. Örneğin okuma, yazma öğrenen bir öğrenciye kırmızı kurdele takılması gibi ya da evli çiftlerin yüzük takması gibi bu kullandığı nesneler onları diğer insanlardan ayrıştırıyor.)
İki Dünyanın Ustası
Kahramanın yolculuğunda yaptığı tüm mücadeleler aslında geri dönebilmek içindir. İki dünyanın ustası olmak bütün bu maceraları yaşadıktan, savaşları verdikten ve kazandıktan sonra geri dönüp bildiklerini aktarabilmelidir. Geride bıraktığı hayata uyum sağlayabilmelidir. Kahraman iki dünyada da yaşayabilmesi özümseyebilmelidir. Kahraman artık iki dünyanın yolculuğunu tamamlayabilmiş ve iki dünyanın da efendisi olmuştur.
Yaşama Özgürlüğü
Kahraman maceraya atıldı kazandı geri döndü peki bundan sonra ne olacak? Mitolojiye göre bunun anlamı çok basit tüm bu mücadelenin kazanılan ödülün tek bir anlamı var ‘kefaret’. Kahraman aslında çıktığı macerada da geri dönüş yolunda da tek bir şeyi arar ‘Hayatın anlamını bulabilmek’. Yani bir anlam arayışına giriyor ama kahramanın elde ettiği şey yine anlamsızlık oluyor. İki dünyanın da bir olduğu hiçliğin her yerde aynı olduğunu anlıyor.