Herkese merhaba, bugün birlikte son zamanların dört gözle beklenen filmi “Dune”u inceleyeceğiz .
Bu incelemede spoiler bulunmamaktadır.
Film fragmanı yayınlandığı andan itibaren ilgi odağı olmayı başardı çünkü atmosferi teması çok şey vaat etti.
Dune Nasıl Ortaya Çıktı?
Frank Herbert tarafından 1965 yılında bilim kurgu / dram türünde kitap olarak okuyucuya sunulan Dune okuyucunun beğenisi kazandı ve kendi türünde çok büyük bir başarıya ulaştı.
Gelelim filme; yönetmen koltuğunda Arrival, Sicario ve Blade Runner 2049 ile son yıllarda başarısını ortaya koymuş ve Oscar’a aday gösterilmiş yönetmen Denis Villeneuve oturuyor .
Senaryoyu Eric Roth, yapımcılığı ise Thomas Tull, Mary Parent, Cale Boyter üstlendi.
Oyuncu kadrosunda ise son zamanların parlayan ismi Timothée Chalamet, Zendaya, Jason Momoa ve Rebecca Ferguson gibi isimler yer almaktadır. Filmi Zendaya için izlemek isteyenler varsa üzücü bir haberim var… Zendaya filmde sadece toplam 1 dakika gözüküyor.
Film tam olarak 165 milyon dolar gibi bir bütçeye sahip. Genel olarak çöl sahneleri ağırlıkta olduğu için çekildiği yerler ise şu şekilde; Ay Vadisi (Ürdün), Liva Vahası (Birleşik Arap Emirlikleri), Stad Yarımadası (Norveç) ve Origo Film Stüdyoları (Budapeşte, Macaristan) bu bilgiler sayesinde filme ne kadar emek harcandığını az çok tahmin edebiliriz.
Konusu Nedir?
Spoiler vermeden bahsetmek gerekirsek, uzak gelecekte yaşayan ve ailesi Arrakis isimli çöl gezegenine sahip olan Paul Atreides’in hikayesi anlatılıyor. Bu gezegende en önemli kaynak baharat, yan etkileri çok fazla ama uzun bir yaşamda sunabiliyor. Konumuz bu şekilde…
Filmin olumlu ve olumsuz tarafları
Eleştiriye geçmeden önce filmin havasından verdiği enerjiden bahsetmek istiyorum. Film bildiğimiz süper kahraman ya da sonunda iyilerin kazandığı Hollywood filmlerinden çok farklı. Karanlık ve kasvetli bir film, eğer bu filme belli bir son bekleyerek gidiyorsanız ya da aksiyon istiyorsanız hayal kırıklığı yaşamanız muhtemeldir.
Çünkü başta bahsettiğim gibi bir kitap uyarlaması ve bu film kitabın sadece ilk bölümünü kapsıyor. Her şey ikinci film ile başlayacak bu film sayesinde sadece evren ve karakterler hakkında fikir edinebiliriz.
Filmin sevdiğim tarafları çekim açıları bahsi çokça geçen solucan deliği ve efektleriydi. Solucan deliği sahneleri sizi kesinlikle içine çekiyor .
Ama en büyük sorunlar ise şunlardı; Kitabı okumayan birisi bu filme gittiğinde evrenin nasıl işlediğini, baharatın neden bu kadar önemli olduğunu hiçbir şekilde anlayamadan olaylara giriliyor bu da size karakterlerle bağ kurmak için yetersiz kalıyor. Önemli bir karakter öldüğünde neden üzülmeniz gerektiğini anlayamıyorsunuz .
Bu tıpkı Harry Potter’ın direkt Quidditch maçı ile başlaması gibi bir şey.
Ellerinde gezegenler arası seyahat edebilecek bir teknoloji var ama insanlar hâlâ kılıçla hançerle dövüşüyor. Bu bir süre sonra insana mantıksız geliyor. Filmde sık sık rahibe ve tarikattan bahsediliyor ama neye hizmet ettikleri ve ne yaptıklarını anlamıyorsunuz.
Toparlamak gerekirse film sıradan olmadığı için sıkıcı gelebilir temposu yavaş ama kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum böyle değişik filmlere ihtiyacımız var.
Başka incelemelerde görüşmek üzere!
Uzayla – Kültür Evreni
Yorumlar (8)
Bir yanıt yazın
Yorum yapmak için giriş yapmalısın.
Her şeyi kısaca anlatmışsınız harika
🤍🤍🙌
Merakla beklenen film-di.
kesinlikle 🙋
✍️👍
🙋
Harika @wishbusra1
teşekkürler 💜💜🌞