Ege’de olan Milet şehrinin kralının üç kızı vardır. Ancak üçüncü kızı Psyche, kızların en güzelidir. Psyche hiç evlenemez. Çünkü hiç kimse güzel bir kızla evlenmeye cesaret edememiştir. Herkes Psyche’nin güzelliğine kendini o kadar adar ki; Afrodit’i unutup, tapınağına uğramaz olurlar.
Aphrodite, Psykhe (Psyche)’yi çok kıskanmış, başına türlü belalar musallat etmiştir. Oğlu Eros ise Psykhe’ye âşık olunca ona daha da zorlayarak bıktırmıştır. Kıskanç tanrıça, oğlu Eros’u çağırır ve Psyche’yi aşk oklarıyla çirkin bir yaratığa aşık etmesini söyler. Kral ise kahinlere danıştı. Kahinlerden aldığı bilgiye göre, Psyche’nin kocası olacak olan bu yaratık, gece bir kaya üzerinden gelip onu götürecekti.
Buna çok üzülen kral, boyun eğip güzeller güzeli Psyche’yi elleriyle Dilek Dağı’na götürüp şehre geri döndü. Eros’un oku bu kez kendi kalbine isabet etti. Eros kıza âşık oldu. Meltem tanrısının da yardımıyla esen rüzgarla birlikte kızı alıp saraya götürdü. Eros kendini Psyche’den sakladı. Ona yüzünü hiç göstermedi.
Bu sebeple birlikte oldukları oda hep karanlıktı. Eros’un tek isteği onu böyle kabul etmesi ve aşkıyla yetinmesiydi. Kim olduğunu görmeyi hiç talep etmemesiydi. Her gününü eşiyle geçiren Psyche’nin aklına ailesi geldi. İnsanlar Psyche’nin yaratık tarafından öldürüldüğünü düşündüler. Pscyhe bir gece eşine, onun iyi olduğunu görüp üzülmemeleri için ailesini görmek istediğini söyledi. Eros bunu kabul etti.
Ailesi, onu görünce çok mutlu oldu. Kardeşleri yaşıyor olmasının sevincini unutup, kıskançlıkla sarayı dolaştılar. Heybeti karşısında çok şaşırdıkları sarayda, Psyche’ye eşini görmesi gerektiğini, eğer yaratıksa ve bir çocuğu olursa onun da yaratık olacağını söyleyerek aklını karıştırdılar. Psyche’nin aklına bir şüphe yerleşti. Eşini görmeye kararlıydı.
Gece olduğunda eşi geldi. Psyche kendini, eşinin ve uykunun kollarına saldı. Eşi dalınca; Psyche yataktan kalkıp, mumu eline aldı. Elinde mumla yatağa gelip eşinin yüzüne baktı. Gördüğünde Eros’un güzelliğinden şoka girdi. Karşısında gördüğü kişi, dünyanın en yakışıklı erkeğiydi. Çirkin bir yaratık değil de yakışıklı bir genç görünce büyülendi. Aşkının verdiği dalgınlıktan elindeki mumdan biraz akan yağı Eros’un üzerine damlattı. Acıyla gözlerini açan Eros, aldatılmışlık duygusuyla uyandı. Aşkı ihanete uğramıştı bu yüzden kanatlarını açtı ve gitti. Eşine kızıp sarayı terk etti. Tüm saray böylece kayboldu.
Psykhe, yanlışını anladı. Eşi olmadan yaşamak istemiyordu. Bu sebepten kendini kızgın dalgalara bıraktı. Sular da üzgündü. Bu güzelliğe acıdılar. Psykhe’yi öldürmediler. Psykhe, eşini bulmak için hep dolaştı ama bulamadı. Psyche, giden eşini dünyanın her yerinde çaresizce arar. Yanlışını telafi etmek için tanrıların kapısını çalar. Ama nafile.
Son olarak gururunu bırakıp Afrodit’e gider. Yardım etmesi diz çöker. Afrodit şefkatliydi. Onu anlayabilirdi. Ama öyle olmadı. Kıskançlık, Afrodit’in içine işlemişti. Afrodit kızı denemek için gerçekleştirilmesi zor olan görevler verir. Bunlar yerin yedi kat dibindeki, ölüler ülkesine gitmek gibi tehlikeli görevlerdir. Psyche, görevlerini yerine getirmek ister.
Son aşamada Psyche, Persephone’un kutusunu alıp giderken kutuyu açmak ister. Kutuda bir uyku mevcuttur. Psyche uykuya dalar. Eros, bunu gördüğünde çok endişelenir. Eşi ya ölüm uykusuna dalarsa, o zaman ne olacak?
Eşini kucaklayıp sarayına getirir. Uykusundan hiç uyanmayan eşi için yardımlar diler. Tanrı Zeus’a yalvardı ve yakardı. Zeus da bu aşka hüzünlenmişti. Bu sebepten Eros’un isteğini sorgusuz kabul etti. Psyche’ye ölümsüzlük şerbeti içirilir. Psykhe artık bir ölümsüz olmuştu. Eşi ile Olimpos’ta kavuştular. Tanrıların önünde evlendiler. Sonsuza dek mutlu oldular. Ve Hedone adında da bir kızları oldu.
Uzayla – Kültür Evreni