Antik Yunanistan’da İnanç ve Toplum

Eski zamanlardan bu yana insanlar kendilerine uygun olarak gördükleri ve kültürlerine daha uygun olduğunu düşündükleri inanç yapılarını oluşturmuşlardır. Bu yapılar genellikle bulunduğu kültürdeki toplumun iç yüzünü bize gösterir. Kendi oluşturdukları tanrılara içlerinde bastırdıkları davranışları ve düşünceleri ekleyerek aslında bir dışa vurum yaparlar. Böylece kendilerinin aslında reddediyormuş gibi göründükleri ama aslında içlerinde barındırdıkları bu şeyler tanrısallaştırıldığı için onları daha rahat bir noktaya taşırken yargılanma ya da yargılama eylemlerinin rahatsızlık verme düzeyi oldukça düşer. ”Sonuçta ulvi bir varlıkta bile bu özellikler, davranışlar ve düşünceler var. Demek ki bende de olmasında bir sıkıntı olmaz” diye düşünmelerini sağlar.


Bunun en büyük örneklerini Antik Yunanistan’daki mitler ve insan davranışları arasındaki bağda rahatça görebiliriz. Neredeyse Antik Yunan mitlerinin hepsinde tanrıların problematik davranışlarıyla ve söylemleriyle karşılaşırız. Günlük hayatta bu davranışlar ve söylemler ayıplanacak veyahut yargılanacak şeyler olsalar da bir kutsal varlığın bu hareketlerde bulunması insanların kendi içlerinde bir rahatlamaya kavuşmasına yol açar ve kendilerinde aslında bir sorun olmadığını düşündürür. Bu yüzden de kendi karanlık yanlarını inanışlarına yansıtmaktan çekinmezler.

Örneğin Yunan mitolojisinde tanrıların tanrısı olarak görülen Zeus’a bakalım. Zeus kişilik özellikleri bakımından kibirli, sadakatsiz, güç delisi ve zorba bir varlık olarak anlatılır. Örneğin teyzesi olan Metis adlı titanla birlikte olup sonrasında doğacak çocukları hakkında bir kehanet yüzünden babası gibi bir son yaşayacağını düşünüp onu yutmuştur (Öztürk, 2016). Bu mit bilgelik ve strateji Tanrıçası olan Athena’nın doğuş hikayesidir. O dönem ensest yaygın ve normal görünen bir kavramdı lakin zora kullanma ve ve güç deliliği kavramları açık olarak görünmektedir. Ayrıca Metis dişi bir varlıktır ve bu mitte aslında kadına olan kötü davranışların bir noktada normalleştirilmesini de göstermektedir.

Antik Yunanistan İnanç ve Toplum

O dönem de kadın olmak ikinci sınıf bir vatandaş olarak görülmek ve bir çok zorlamaya, negatif davranışa maruz kalmak demekti. Zeus’un bu miti ve benzer davranışlarda bulunan tanrıların hareketleri kadınlara karşı yapılanların oldukça normalleştirilmesine yönelik oluşturulmuş şeyler olarak görülebilir. O dönem için emsal oluşturan bu anlatılar ve mitler insanların içini rahatlatmakta kendilerinin de bu davranışlarda bir sorun teşkil etmediğini düşünmektedir. Aynı zamanda Zeus insanlardaki sadakatsizlik düşüncelerinin de bir yansımasıdır. Zeus tanrıların kraliçesi ve eşi olan Hera’yı bir çok mitte aldattığını ve bunun bir şekilde o dönemin erkekleri için oldukça normal bir davranış olduğuna örnek oluşturmakta Hera’nın ise aşırı tepkileri ile kadınların tepkilerinin oldukça yersiz ve delice olduğu kanısını bize anlatılmaktadır.

Sadece davranışları konusunda değil düşünceler konusunda da kendilerinin yargılanmamaları ve daha rahat bir yaşam sürmelerini için bazı kavramların yansıtıldığı da söylenebilir. Güzelliğin ve aşkın Tanrıçası olan Afrodit buna bir örnektir. Kendisi neredeyse tüm mitlerinde güzelliği ile bilinen ve güzellik kavramının metalaştırılmasını sağlayan bir varlık olarak karşımıza çıkar. O dönemin toplumunda güzellik algısı oldukça önemlidir. Bu algının bu kadar öne çıkması ve insanların bu algıya göre şekillendirilmesi Afrodit’in anlatıları ile ön plana çıkmakta ve normalleştirilmiştir. Kadınların ya da erkeklerin çok güzel oldukları için alıkoyulabilecekleri ve onların düşüncelerinin bir önemi olmadığı kanısı topluma aşılanabilmektedir. Buna örnek oluşturabilecek bir mit olan Afrodit ve Persephone’un yasak aşkı Adonis’ten bahsedebiliriz.

Persephone ve Hades

Adonis küçük bir bebekken onun güzelliğinden etkilenen Afrodit yetiştirmesi için onu Persephone’ye teslim eder. Ancak Persephone de ona aşık olur ve aralarında bir çekişme başlar. Zeus ise sorunu çözmek için yılın dört ayında Afrodit ile birlikte olmasını yılın diğer dört ayındaysa Persephone ile olmasını emreder. Geriye kalan dört ayda ise kendi istediği gibi yaşayacaktır fakat Afrodit serbest olduğu zamanda da bir bakıma zorla onunla birlikte olur. Sonrasında ise bazı mitlere göre Artemis’in ya da Ares’in üstüne gönderdiği bir domuz ona saldırarak öldürür. Baktığımızda sadece güzel olduğu için zorla alıkoyulmuş birinin hikayesidir (Doğan Gürbüzer, 2021). Bu ve benzeri mitler sebebiyle  çoğu taciz ve tecavüz olayı o dönemin insanları arasında normal şekilde karşılanmıştır. Güzellik bu tarz olaylara ön ayak olabilecek bir kavram olarak ortaya çıkmıştır.

Kısacası insanlar kendi karanlık hareketlerini ve düşüncelerini kutsal varlıklara yansıtarak aslında bunları normalleştirmeye çalışmış ve kendilerine göre şekillendirmişlerdir. Aslında oldukça korkutucu olan bu durum o dönem için oldukça kullanılan bir yöntem olarak görülmektedir. İnsanlar belki bunu açıkça değil de kendileri bile fark etmeden bilinçaltlarının kontrolü ile bazı durumlardan kurtulabilmek, rahatça yaşayabilmek gibi refleksif dürtülerle yapmışlardır. Bunu tam olarak öğrenmek artık imkansız olsa da mitlere bahsettiğim konulara ve benzerlerine bakarak bu kanıya varabiliriz.

Kaynakça

  • Orhan Öztürk Makaleleri, (2018), https://ozhanozturk.com/2018/02/05/athena-yunan-mitolojisi-minerva-roma-mitolojisi/. (01.09.2023)
  • Gazete Duvar, (2021), https://www.gazeteduvar.com.tr/afrodit-ask-ve-ciplaklik-haber-1545946. (01.09.2023)
Bu İçeriği Değerlendir!
+1
2
+1
1
+1
12
+1
0

Bir yanıt yazın