Bir Zamanların Popüler Vücut Sanatçısı: Marina Abramoviç

Marina Abramoviç, sanatıyla zihinsel ve fiziksel potansiyelin sınırlarını zorlayan başarılı bir vücut sanatçısıdır. Aslen eski Yugoslavya’nın Belgrad şehrinde doğmuştur. Aile olarak bayramlarda, özel günlerde duygularını çok nadir ifade ettikleri için, Marina Abramoviç  küçük yaştan itibaren çizim resim gibi sanat dallarıyla uğraşmaya başlamıştır. Hatta kendisine bu yüzden özel olarak atölye bile kurulmuştur.

Üniversite yılında önce Belgrad Güzel Sanatlar Akademisi’ne ardından Zagreb Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam eder. Zagreb Güzel Sanatlar Akademisi’nde beden dilini kullanmayı öğrenmiş ve geliştirdiği sanat becerilerini bedenine yansıtmıştır. Bu sırada da resim ve çizim yapmayı bırakmıştır. Daha sonra zamanının çoğunu kültür-sanat merkezlerinde geçirmeye başlamıştır. Bu sırada önemli sanatçılarla tanışmış, onlarla beraber performans deneyimleri edinmeye başlamıştır.  Ve sonrasında Nesa Paripovic ile evlenir. Ancak o zamanlarda sokağa çıkma kısıtlaması olduğu için yaşadığı yer olan aile evinde kalmaya devam eder.

Marina Abramoviç Aşk Hayatı

1975 yılında tüm performans sanatçılarının olduğu büyük bir buluşma düzenlenir. Bu buluşmada Alman asıllı Ulay isimli bir sanatçıyla tanışır. Onu sever, eşinden boşanıp Amsterdam’a kaçıp Ulay’ın yanına gider.

Beraber büyük işlere imza atarak birden fazla performans sergilemişlerdir. Birlikte bir karar alırlar. 3 yıl boyunca karavanda yaşayıp, Avrupa’yı dolaşırlar.

İkilinin en büyük hayali Çin Seddi üzerinde bir performans gerçekleştirmekti. Ancak bu o kadar basit bir şey değildi. İzin almak için yıllarca uğraştıktan sonra nihayet izin çıktı ve hayallerini gerçekleştirmek için ikisi de yola koyuldular. Fakat bu sırada Marina’nın öğrendiği bir şey vardı. O da Ulay’ın kendisini aldattığı ve o kadının hamile olmasıydı. Ortada hamilelik söz konusu olduğu için ayrılma kararı aldılar.

Bu ayrılığı ruhlarıyla yapmak istiyorlardı. O yüzden Çin Seddi’nin farklı taraflarından birbirlerine yürümeye başlıyorlar. Bu arada Çin Seddi’nin uzunluğu yaklaşık olarak 8000 km’dir. Gerçekten yürüdüler mi diye aklınızdan geçirecek olursanız evet gerçekten bu 8000 km’yi yürüdüler. Günlerce yol yürüdükten sonra ortada buluşuyorlar. Son buluşmaları olduğu için sarılıyorlar, dokunuyorlar. Ve oradan ayrıldıktan sonra Ulay diğer kadınla evleniyor. Aylar yıllar geçiyor ama hiç görüşmüyorlar. Ta ki 2010 senesinde Marina’nın gerçekleştirdiği bir performansa kadar. Bu performansta, Marina bir sandalyeye oturarak karşısındaki insanla göz teması kurarak iletişim kurmayı hedefliyor. Karşısında gülenler, ağlayanlar oluyor. Marina bu sandalyeden günlerce hiç kalkmaz. Beynini uyutup gözleri yoluyla uyku sağlıyordu. 736 saat boyunca sandalyede yerinden kalkmadan sanatını sergiledi.

O performansta Marina’ya destek amaçlı gelip karşısına bir anda oturuyor. Marina bu performansında konuşmamayı hedeflediği için Ulay’la birlikte kaş göz işareti yaparak anlaşıyorlar. Marina’nın kırgınlığı, Ulay’ın pişmanlığı gözlerinden okunuyordu. El ele tutuştuktan sonra Ulay bir daha hiçbir yerde gözükmedi. Ve 2 Mart 2020 tarihinde Ulay vefat etmiştir.

Marina Abramoviç ise 74 yaşında olup hala yaşamına devam etmektedir.

Kaynak: Wikipedia Ajandakolik

Uzayla – Kültür Evreni

Nörofizyolog

Bir yanıt yazın