Rusya – Ukrayna Gerginliğinin Dünden Bugüne Gelişimi

RusyaUkrayna arasındaki savaşa neden olan olaylar 1945’ten itibaren birikerek ilerledi. Her ne kadar aralarındaki sular durulmuş gibi görünse de hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Gelin, bu büyük savaşa neden olan olayları kronolojik sırası ile inceleyelim.


Öncelikle, 1945 ikinci Dünya Savaşından sonra ABD Soğuk Savaş başlattı. 1949 yılında ise Sovyetler Birliği’ne karşı NATO kuruldu. Bu demek oluyordu ki; Sovyetler Birliği’nin karşısında tüm Avrupa’yı kapsayan genişleme ve silahlanma başlatıldı. 1955 yılında, NATO’nun güçlü konumunun karşısında Sovyetler Birliği Varşova Paktı’nı kurmak zorunda kaldı. Bu iki birlik karşısında dünya güvenliği de risk altındaydı. Bu nedenle, her ne kadar her iki birliğin de dağılması önerildiyse ABD bunu kabul etmedi. 

Rusya - Ukrayna

1960’lı yıllar dünya için oldukça gergin zamanlardı. Küba olayı dünyayı savaş gerginliğine soktu. Özellikle bu iki kutup arasında gerginlik iyice arttı. Avrupa ülkeleri savaş korkusundan da kaynaklı olarak diplomatik ilişkilerini yumuşatmaya çalıştı. 1970’li yıllar da ise her iki taraf da üye ülkelerine nükleer silahlar yerleştirmeye başladı. ABD, diplomatik hareketleri yumuşatmaya çalışan Avrupa ülkelerini dinlemedi. Avrupa’daki silahlandırmayı artırdı. Rusya, kendini güvensiz hissetmeye başladı.

1980’li yıllara gelindiğinde ise Reagan ve Gorbaçov eşliğinde iki taraf arasındaki gerginlik azalmaya başladı. 1991 yılında Gorbaçov’un reformları bu soğuk savaşı bitirdi. Reformlar aynı zamanda Sovyetler Birliği’nin dağılmasını tetikledi. ABD ve Rusya ilişkileri iyileşmeye başladı. Rusya, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ekonomik olarak çöküş yaşadı.

Rusya - Ukrayna

1997 yılında, ABD Sovyet Birliği üye ülkeleri NATO’ya dahil etmeye ikna etti. Bunlar arasında; Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan vardı. Üye ülkeler NATO’ya teker teker dahil olurken silahlandırmalar Rusya’nın sınırına kadar dayandı. 

Tüm yaşananlara rağmen 2000’li yılların başında Rusya ekonomik olarak güçlenmeye başladı. Askeri gücünü ekonomi ile destekleyecek duruma geldi. 2008 yılında ise; ABD, Gürcistan ve Ukrayna’ya NATO daveti gönderdi. Bu, Rusya’yı çıldırttı. Her ne kadar ABD’den red talep etse de bunu dinlemeyen ABD’ye karşılık Gürcistan’a savaş açtı. Bu savaştan başarısız olarak çıktı.

2014 yılında Ukrayna, NATO’ya üye olmaktansa Rusya ile ilişkilerinin güçlenmesini daha olumlu gördü. Fakat, ABD’nin kışkırtmaları ile halk ayaklandı. Rusların ağırlıklı olduğu şehirlere Rusya da destek verdi. Rusya, aynı zamanda Kırım’ı bu olay ile egemenliği altına aldı. Turuncu Devrim adı verilen devrim ile hükümette de değişikliğe gidildi.

2021 yılında ise ABD başkanı Ukrayna’ya NATO üyeliğini hatırlattı. Bunu kabul etmeyen Rusya, ABD’yi birçok kez uyardı. Rusya için Ukrayna’nın NATO üyeliği kendi ülkesinin kuşatma altına girmesi demekti. Tehlikeleri ön gördüğünü iddia ederek birçok kez geri adım talebinde bulundu. Çağrılarına dönüş alamayan Rusya, bu acı saldırıyı başlattı.

Uzayla – Kültür Evreni

Bir yanıt yazın