İrlanda’nın Shakespeare’i: George Bernard Shaw

Bazı insanlar her şeyi olduğu gibi görür ve ‘neden’ diye sorarlar. Bense her şeyi asla olmadığı biçimde hayal eder ve ‘neden olmasın’ diye sorarım.

George Bernard Shaw

George Bernard Shaw, 1856’da Dublin’de pek çok araziye sahip fakat büyük paralara sahip olmayan bir aileden dünyaya geldi. Babası asıl olarak mısır ticaretiyle ilgileniyordu yani tüccardı fakat aynı zamanda alkolikti, bundan dolayı da Shaw’un annesi eve maddi destek sağlamak için piyano dersleri verdi.


Shaw, okullarından nefret ediyordu nedeni ise bu kurumları hapishaneye benzetmesidir, o kendinin istediği şekilde eğitim almak istiyordu, keza bunun için de birçok romantik şairi okumak ve elinden geldiğince sık sık tiyatroya gitmesi gerektiği anlamına geliyor. Genç bir adam olarak, mümkün olduğu kadar çok tiyatroya gitmek ve British Museum’daki derslere katılmak için Londra’ya taşındı.

Bu taşınma, onu yazarlık mesleğine soyundurdu ve hiciv dersleri besteledi: Victoria İngiltere’sinin evlilik, eğitim, siyaset ve din ile ilgili birçok kuralıyla, baskısıyla alay eden sosyal yorumlar yazdı. Hayatı boyunca aşağıdaki örnekler gibi pek çok devrimi savunan siyasi tarzda makaleler ve kitaplar yazdı:

  • Asosyal Bir Sosyalist
  • Genç Bir Bayana Sosyalizm ve Kapitalizm Üzerine Öğütler
George Bernard Shaw

Shaw oldukça tuhaf birisiydi: “Kötü davranışı”, özellikle de Charles Dickens’ın romanlarındaki kural-kırıcı uyumsuzlukları teşvik ettiği gerekçesiyle, pek çok Viktorya dönemi edebiyatçının hedefi haline geldi.

Shaw 1895’te, Saturday Review’ın tiyatro eleştirmeniydi, ama aynı zamanda kendisi de oyunlar yazıyordu. Oyunları cinsiyetçilik ve baskı gibi sosyal sorunları tartışan Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen’e hayrandı. Shaw, İngiliz toplumu için aynı şeyi İngilizce olarak yapmak istedi. Oyunlarının bir kısmı sosyal inceleme, bir kısmı da hicivdir. Yine de, Shaw’un dramaları oldukça gerçekçi, karakterleri genellikle yazarın amacını açıkça belirterek, gerçekçi ve doğrudan konuşma ile aktarılıyor.


Shaw’un oyunlarının çoğu, yapı ve kelime oyununu yerine, sosyal bir konu hakkında net bir dille mesaj verdiği için pek de güzel yaşlanmadı. Bu, yirminci yüzyıl tiyatrosunu tanımlamaya gelirdi – oyunlar genellikle “ciddi” ve müzikaller “hafif”tir.

İronik olarak, Shaw’ın en ünlü oyunu Pygmalion, bir Cockney çiçekçi kızı ile kıza düzgün İngilizce konuşmayı öğreten kibirli bir profesör arasındaki sınıf farklılıklarına dikkat çekiyor. Çiçekçi kız ve profesör için gerçek aşkla bitmesi nedeniyle kaynak materyalinden farklı olan My Fair Lady müzikaline dönüştürüldü. Shaw’ın asıl amacı aslında tembel İngilizce dil bilgisinin yayılmasına dikkat çekmekti.

“İngilizlerin dillerine saygısı yok ve çocuklarına o dili konuşmayı öğretmeyecekler… Bir İngiliz’in, başka bir İngiliz’i kendisinden nefret ettirmeden veya ondan nefret ettirmeden ağzını açması imkansızdır… İngiltere’nin bugün ihtiyacı olan reformcu, enerjik bir fonetik tutkundur: Bu yüzden böyle birini popüler bir oyunun kahramanı yaptım.”

— Pygmalion Önsözden

Shaw, oyunlarında o kadar ileri görüşlü ve sosyal odaklıydı ki, formun sanatsal yapaylığını reddetti. Shakespeare’den bile nefret ederdi. 1949’da Shakespeare’le “bardolatry” (William Shakespeare’e aşırı tapınma) konusunda kavga ettiği ve en büyük yazarın kim olduğu bir Punch ve Judy kukla gösterisi Shakes versus Shav’ı yazdı. Bil bakalım kim kazanıyor?

Shaw, kukla gösterisini yazdıktan kısa bir süre sonra doksan dört yaşında öldü. Çalışmaları hem sahnede hem de dünyada halen yaşamaktadır. Oyunlarının çoğu, özellikle Pygmalion, Major Barbara ve Saint Joan, hala yaygın olarak oynanıyor. Feminizm ve vejetaryenlik gibi sosyal görüşleri de geçen yüzyılda çok daha geniş bir kabul gördü.


Nobel Ödülü – George Bernard Shaw

1925’te Shaw, çalışmaları neticesinde Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Ancak para ödülünü – yaklaşık 118.000 İsveç kronu, bugünün dolarıyla 450.000 dolar eşdeğeri – reddetti çünkü buna ihtiyacı olmadığını söyledi. Bunun yerine para, İsveç ve İngiltere arasında bir kültürel ilişkiler kurulu kurmak için kullanıldı.

Uzayla – Kültür Evreni

Yorumlar (2)

Bir yanıt yazın