Karıncalar, arthropoda filumunda böcek sınıfında Hymenoptera takımında yer alan bir familyadır. Karınca gibi tüm böcekler aslında benzer solunum sistemine sahipler. Karıncalar ilk olarak 130 milyon yıl önce Kretase döneminde ortaya çıkmışlardır. Hatta dinozorları ve buzul çağını yok eden Kretase-Tersiyer döneminde bile hayatta kaldılar.
Karınca ve diğer böcekler türe bağlı olarak yeri değişsede vücutlarının yan tarafında bulunan ”spiracles” adı verilen küçük deliklerden nefes alırlar. Karıncılar akciğerler sayesinde nefes almıyor. Çünkü akciğerler, bilindiği gibi bir karınca için oldukça büyük ve çalışması için çok fazla enerji gerektiriyor. Bu da bir yüzey alanı/hacim sorununu ortaya çıkarıyor. Karıncalarda akciğer yerine trakea adı verilen küçük tüpler bulunur. Hava spiracles adlı deliklerden girer ve trakea adı verilen tüplerde karıncanın vücudunda dolaşır. Önemli detay hava gaz halinde dolaşır. Oksijen spiraclesdan girer ve karbondioksit olarak spiraclesdan dışarı çıkar.
Karıncalar 24 Saat Nefesini Tutabilir
Yukarıda bahsettiğim spiracles deliklerinin karıncalar için nefes almanın yanında birçok faydası vardır. Örneğin karıncalar suyun içinde boğulmadan 24 saat sağlıklı bir biçimde kalabilir. Karıncaların akciğerleri olmadığı için su ile temasında nefesini tutması gerekmez. Spiracles adlı delikleri kapatır ve suyun vücuda girmesini engeller. Elbette delikler kapandığı için artık oksijen de girmez. Karınca bu durumda 24 saat hayatta kalabilir. Suyun içindeki karıncalar bazen ölü gibi gözükebilir, lakin işin aslı öyle değildir. Su gittiğinde oksijen tekrar karıncanın deliklerinden girer ve karınca normal hayatına geri döner.
Örneğin örneğini verirsem buna en iyi örnek ateş karıncalarıdır. Belgesellerde sıkça gördüğümüz (belki de günlük hayatta) gibi yüzlerce ateş karıncası bir araya gelip su yüzeyinde sabit kalabiliyorlar.
Uzayla – Kültür Evreni
