Dilden dile dolaşan günümüze kadar ulaşan Tahir ile Zühre hikayesi hepimizin bir kez kulağına çalınmıştır elbet.
Zamanın derinliklerinde çocuk sahibi olmayı çok isteyen padişah veziri ile her zaman olduğu gibi bahçesinde dolaşırken bir dilenci denk gelir. Padişah önce kızar bahçesindeki bu dilenciye ama sonra içinden gelen sese kulak verip onu dinlemeye başlar. Dilenci ona ceza vermemesi için padişaha izin verin sizin derdinize derman olayım, bir çocuğunuzun olmasını sağlayayım diye yalvarır. Padişah önce inanmasa bile hayallerinin gerçek olmasını o kadar istermiş ki ikna olmuş. Dilenci bir çantadan elma çıkarıp ikiye bölmüş, yarısını padişaha yarısını da vezire vermiş. Bu gece eşlerine yedirmelerini sonra beklemelerini ve 9 ay sonra bebeklerini kucaklarına alacaklarını söylemiş. Padişah bu ya işini garantiye almak için yine de dilenciyi zindana attırmış. Elmayı da hemen saraya dönüp eşine yedirmiş.
Aradan zaman geçmiş ve padişahın bir kızı vezirin ise bir oğlu olmuş. Dilenci ise serbest kalıp uzaklara gitmiş. Yıllar yıllar geçip bu iki bebek Tahir ile Zühre büyümüş ve aynı sarayın bahçesinde birbirlerine aşık olmuş. Tahir öyle çok seviyormuş ki Zühre’yi, aşkı için her şeyi karşısına alıp padişahın karşısına geçip istemiş.
Tabii padişah biricik kızını asla Tahir ile evlendirmek istememiş, öyle çok kızmış ki Tahir’i zindana atmış eziyetler etmiş. Tahir aşkı karşısında susmuş ve sabretmiş. Zindanda uzun zaman geçirdikten sonra tesadüf bir köle yardım edip Tahir’i zindandan kurtarmış. Tabii bunu fark eden padişahın sinirine sinir eklenmiş ve hemen kızını başkası ile evlendirmek, Tahir’den kurtarmak için işe koyulmuş. Tahir’i de ülkeden sürdürmüş.
Bu olanlar Zühre’yi öyle üzüyormuş ki Tahir’e kavuşmak için her şeyi yapmaya hazırmış. Tahir’in gittiği yeri öğrenmek için onu zindandan kurtaran köleye ulaşmış. Köle başına gelecekleri bile bile kabul etmiş Zühre’yi Tahir’ine götürmeyi.
Saraydan gece yarısı yola çıkan ve Tahir’e kavuşmak için artık saatleri sayan Zühre yolun sonunda kölenin elindeki adrese geldiklerinde anlamış; babasının Tahir’i öldürttüğünü ve onun mezarını bile sürdürttüğünü.
Tahir’i yıllardır bekleyen Zühre mezarının başına gelince ağlamaktan bitap düşmüş ve o da orada, Tahir’inin yanında sonsuzluğa gitmiş.
Bu hikaye yıllar yılı Anadolu başta olmak üzere bir çok bölgede dilden dile yayılmış, dizilere, filmlere, hepimizin bildiği şiirlere, şarkılara konu olmuştur.
Peki ya Tahir kavuşsaydı Zühre’ye konu olur muydu bu iki aşık birçok efsaneye?
Kaç tane kavuşan aşk hikayesi vardır, kaç tanesi bir efsane olmuştur ki?
Edebiyata bağlanan bir kaç üstad Tahir ile Zühre’nin zaten kavuştuğunu, sadece bu dünyanın bu aşkı kabul edemediğine inansa da onların hikayesi kendi sonunu yazmış ve öylece hafızalara kazınmış.
Uzayla – Kültür Evreni